| Ama o ekiple o merakı paylaşmak da benim için önemli olan şeylerin bir parçasıydı. | TED | لكن مشاركة هذا الجمال مع الفريق كان جزءاً مهماً عندي. |
| Ama bunların hepsi seni annene geri döndürmek için Tanrı'nın planın parçasıydı. | Open Subtitles | لكن ذلك برمّته كان جزءاً من خطة الرّب ليقودك إلى والدتكِ |
| Benimle yaşayıp casusluk yapman? Hepsi planın bir parçası mıydı? | Open Subtitles | وإقامتكِ معي، تجسسكِ عليّ هذا كله كان جزءاً من خطـّتكِ؟ |
| O zaman dün geceki tüm ağlamalar testin bir parçası mıydı? | Open Subtitles | إذاً, انتظري. كل البكاء ليلة البارحة... ذلك كان جزءاً مِن هذا الاختبار؟ |
| Amerikan ordusu adına gizli bir deney programında çalıştı. "Sınır Bilim" adı verilen alanda. | Open Subtitles | كان جزءاً من برنامج سري للجيش الأمريكي، ضمن ما يسمى بالعلوم الهامشية. |
| Sonra anladık ki suikast, hükümetin içinden yönetilen mevcut yönetimi devirmek için hazırlanan daha büyük bir planın parçasıymış. | Open Subtitles | وأدركنا حينئذٍ بأن الاغتيال كان جزءاً من مخططٍ كبير من داخل الحكومة للضفر بإدارة الحكومة |
| Çoğu şehir bunu denetler, ama burada tasarımın parçası olmuş. | Open Subtitles | في معظم المدن هذه هي الرقابة القانونية و لكن في هذه المدينة . كان جزءاً من خطة التصميم |
| Sızıntı güncelleme diskleri yüzünden oluştu ve son baktığımda bunlar da senin sisteminin bir parçasıydı. | Open Subtitles | الذي حسب آخر مرة تفحصت الأمر بها كان جزءاً من نظامك |
| Hayır, bu güvenliğimi sağlayan bilgisayar sistemlerinin bir parçasıydı. | Open Subtitles | لا, لقد كان جزءاً من نظام الحاسوب الذي يتولي آمني |
| İşimizin bir parçasıydı. | Open Subtitles | كنّا نملك هذا المبني، لقد كان جزءاً من عملنا. |
| Bilinen adıyla "Güneş Ağacı" 2015 Milan World Expo'da Alman Standının bir parçasıydı. | TED | المدعو "بالشجر الشمسي" كان جزءاً من الجناح الألماني في معرض إكسبو العالمي في ميلان في 2015. |
| - O da gösterinin bir parçası mıydı? | Open Subtitles | هل كان جزءاً من البرنامج؟ |
| Amerikan ordusu adına gizli bir deney programında çalıştı. "Sınır Bilim" adı verilen alanda. | Open Subtitles | كان جزءاً من برنامج سري للجيش الأمريكي، ضمن ما يسمى بالعلوم الهامشية. |
| Amerikan ordusu adına gizli bir deney programında çalıştı. "Sınır Bilim" adı verilen alanda. | Open Subtitles | كان جزءاً من برنامج سري للجيش الأمريكي، ضمن ما يسمى بالعلوم الهامشية. |
| Büyük bir polis soruşturmasının parçasıymış ve 6 yaşındayken kurtarılmış. | Open Subtitles | لقد كان جزءاً من عمليةِ بحثٍ وإنقاذٍ كبيرةٍ تابعةٌ للشرطة عندما كان عمرهُ "6" سنوات |
| Görünüşe göre, Başkan Hassan'ı öldürmek kardeşinin planının bir parçasıymış. | Open Subtitles | على ما يبدو، أن اغتيال الرئيس (حسّان) كان جزءاً فقط من خطة أخيه |
| Evet ama bir zamanlar bunun bir parçası olmuş olabilir. | Open Subtitles | أجل، واحدة ربما كان جزءاً منها |