| Sana oy vermememin iyi bir sebebi vardı, ama asıl sebep değildi. | Open Subtitles | السبب الذى لم اصوت لك كان سبب جيد ولكنه ليس السبب الحقيقى |
| Düşündüğü insanın mutluluğunun sebebi, düşünen insanı mutsuz etse bile. | Open Subtitles | حتى لو كان سبب السعادة يجعل الشخص الأول غير سعيد |
| Peki; Will Graham'in kurbanlarında, yani iddia edilenlerdeki ölüm sebebi neydi? | Open Subtitles | وفي ضحايا ويل جراهام،أو الضحايا المزعومين ماذا كان سبب موتهم ؟ |
| - Bunun ölüm sebebi olduğunu biliyoruz. - Uykusunda ölmüştü. | Open Subtitles | نحن نعلم بانه كان سبب الوفاة لقد توفي اثناء نومة |
| Ve düşünmemizin sebebi,... ...bunu yapmamamız yönünde savlar oluşturmak için olsa dahi... ...düşünmeye başlamanın zamanı geldi. | TED | وحان الوقت أن نبدأ في التفكير فيه ، حتى لو كان سبب تفكيرنا فيه هو بناء الحجج التي تعطينا سببا لعدم القيام بهذا. |
| Çünkü Emily Teyze'nin düşmesinin sebebi gerilen ipti. | Open Subtitles | لقد كان سبب سقوك ايميلى هو السلك المشدود |
| ikisi silahla vurma, diğer ölüm sebebi ise, darbe nedeniyle travma. | Open Subtitles | كان هناك ثلاث وفيات ، إثنان توفيا بطلقات ناريه و الآخر كان سبب وفاتـه تعاطي المخدرات |
| İşte paranın çoğunu, Detektif Griffin'le buluşmadan evvel başka bir çantaya aktarmamım sebebi de buydu. | Open Subtitles | وذلك كان سبب قيامي بنقل المال الى حقيبة اخرى قبل مقابلة جريفن |
| Aslında polis olmamın sebebi, yine bu adamdı. | Open Subtitles | في الواقع، هذا الرجل كان سبب إنضمامي للقوات |
| İleride bizlerin yerel politik liderlerin boyundurukları altına girmeye zorlayacak, tüm anti-terör yasalarının kabullenilmesinin sebebi oldu. | Open Subtitles | لقد كان سبب اعتماد كل هذه الحرب على الارهاب والذي دفع بمستقبلنا نحو الهاوية لو كنت قيادة محلية |
| Ölüm sebebi, tahmin edildiği üzere beyin kanaması. | Open Subtitles | كان سبب الوفاة نزيف دماغي، كما هُو متوقع. |
| Eğer İç İşlerinin burada olma sebebi soruşturmamızı etkileyecekse, bunu bilmemiz gerek. | Open Subtitles | لو كان سبب وجود الشؤون الداخليّة هنا يؤثر على تحقيقنا، فيجب أن نعرف. |
| Ölüm sebebi gizemini hâlâ koruyorsa cevap belki de olay yerindedir. | Open Subtitles | إذا كان سبب الوفاة لايزال غامضاً، يمكن أن تكون الاجابة بالعودة إلى مسرح الجريمة. |
| Burada olmamın sebebi Reddick'in aklınızı saçmalıklarla doldurmasıysa Teğmen Skinner'ı arayın size her şeyi anlatsın, tamam mı? | Open Subtitles | أنظر, إذا كان سبب وجودى هنا لأن ريديك أعطاكم معلومات غير صحيحه إذن أتصل بالملازم سكينر |
| Dr. Lecter mübaşir cinayetinde ölüm sebebi neydi? | Open Subtitles | دكتور ليكتر،ماذا كان سبب الموت في جريمة قتل الحاجب ؟ |
| sebebi ne olursa olsun statik başladıktan sonra her an bu olabilir. | Open Subtitles | اياً كان سبب هذا , يمكنه ان يحصل فى اى وقت بعد التشغيل |
| Burada olmanın sebebi, Kubbe indikten sonra neler yaptığımı görmekse kendimi babamdan uzak tutmak yaptığım en iyi şeydi. | Open Subtitles | لذا إن كان سبب وجودك هنا لتري كيف حالي منذ زوال القبة التخلص من والدي كان أفضل شيء قمت به على الإطلاق |
| Belki de davayı çözememenin sebebi -onun aslında ölmemiş olmasıdır. | Open Subtitles | وربما كان سبب عدم تمكنك من حل اللغز هو أنه لم يمت فعلاً |
| "Baba" olmanın tehlikeli olmasının sebebi, sonuçta o bir hedef. | Open Subtitles | كان سبب خطورة أن تكون العراب انك ستكون هدفا |
| Doktor Kang'ın teklifimi reddetmesinin sebebi sensen gerçekten gururum incinir. | Open Subtitles | إذا كان سبب رفض الطبيبة كانغ لي هو أنت هذا يجرح كبريائي كثيراً |