| Aileyi yerleştirdik. Çocukları görmekten herkes mutluydu. | TED | استقرت العائلة، و الكل كان سعيدا لرؤية الأطفال. |
| Bay Isobe çok mutluydu ve o zamandan beri tasarım işlerini bana veriyor. | Open Subtitles | السيد يزوب كان سعيدا جدا و اعطاني وظيفة مصممة ملابس غير متفرغة |
| Onu son gördüğümdeki haline oranla, o gün çok mutluydu, | Open Subtitles | لقد كان سعيدا في ذلك اليوم بالمقارنة مع أخر مرة رأيته فيها |
| Yüzünün halini gördün mü? Ne kadar da mutlu gözüküyordu? | Open Subtitles | و النظرة على وجهه, هل رأيت كم كان سعيدا ؟ |
| Dediğim gibi, bence dışarı çıktığı için oldukça mutlu oldu. | Open Subtitles | كما أقول ، لقد كان سعيدا بالخروج والتمشية |
| Belki de mutlu olduğu için gülüyordu. | Open Subtitles | و ربما كان يضحك لأنه كان سعيدا |
| Onu görmeliydin, Tom. Söylediğimde o kadar mutluydu ki. | Open Subtitles | كان يجب أن تراه ، توم لقد كان سعيدا جدا عندما أخبرته |
| Onu görmeliydin, Tom. Söylediğimde o kadar mutluydu ki. | Open Subtitles | كان يجب أن تراه ، توم لقد كان سعيدا جدا عندما أخبرته |
| Aslına bakarsan uzun zamandır olduğundan çok daha mutluydu. | Open Subtitles | لا.كان فى الحقيقة, كان سعيدا لدرجة لم اراها منذ فترة طويلة. |
| Ama buradayken, ona sahip olacak kadar şanslı olduğun zaman, mutluydu. | Open Subtitles | لكن طوال وجوده هنا عندما كنتى محظوظة كفاية للحصول عليه كان سعيدا |
| Birlikteyken gerçekten de çok mutluydu. | Open Subtitles | وقال انه كان سعيدا حقا أننا يمكن أن قضاء بعض الوقت معا |
| Durum şu, Jimmy mutluydu, iyi tatiller ve bilgisizlik, ve şimdi sen ikisini de ondan aldın. | Open Subtitles | الواقع ان جيمي كان سعيدا سافر جيدا وهو جاهل والان انتي اخذتي منه هذي الشيئين |
| Tanrım, çok mutluydu. Daha önce onu bu kadar mutlu görmemiştim. | Open Subtitles | يا إلهي ، كان سعيدا كان في سعادة لم أرها من قبل |
| - Sanırım güvende olduğum için mutluydu. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان سعيدا جدا في الغالب لأنني في أمان |
| Başka birisi muhtemelen bu yüzükle mutluydu. | Open Subtitles | شخصا اخر كان سعيدا بهذا الخاتم |
| Daha çok aslan görebilir miyim diye bekledi, mutluydu. | Open Subtitles | و إنتظر ليرى إن كان هناك المزيد من الأسود " " و كان سعيدا |
| İki uzun yıldan sonra, Beaumont seni tekrar gördüğünde, daha da mutlu olmuş olmalı! | Open Subtitles | بومون لابد انه كان سعيدا برؤيتك مرة اخرى بعد سنتين طويلتين |
| Senden haber almak onu da mutlu etti. | Open Subtitles | لقد كان سعيدا ليسمع منك |
| Sanmıyorum çünkü ona üniversiteden bahsettiğimde benim için mutlu oldu. | Open Subtitles | أوه حقا؟ أجد هذا شيء يصعب تصديقه لأني أخبرته عن المنحة و كان سعيدا لأجلي |
| Kim olduğumu öğrenince pek mutlu oldu. | Open Subtitles | كان سعيدا حقا عندما اكتشف هويتي |
| Belki de mutlu olduğu için gülüyordu. | Open Subtitles | و ربما كان يضحك لأنه كان سعيدا |