| Aynı ölçütler kullanılarak, onları iyi tanıyan biri de bunu onaylamaydı. | TED | وباستخدام التقييم ذاته، كان على أحد الأشخاص الذين يعرفونهم جيدًا أن يؤكد ذلك. |
| Maske takmaması gereken biri varsa benim. | Open Subtitles | إذا كان على أحد أن يرتدي قناعا, فهو أنا. |
| Dexter'la konuşacak biri varsa o da benim. | Open Subtitles | إذا كان على أحد التحدث مع دكستر سيكون أنا |
| birinin ona yardım etmesi gerekiyordu ve yardım eden yine ben oldum. | Open Subtitles | كان على أحد أن يساعده في ذلك الوقت، أيضا، وكان ذلك أنا. |
| - birinin partiyi başlatması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان على أحد أن يعلن بدأ هذه الحفلة. حفلة؟ |
| Burada sadakati sorgulayacak biri varsa o da benim. | Open Subtitles | إذا كان على أحد أن يشكك بالولاء هنا فهو أنا |
| İkimizden biri şüphe edecekse o kişi benim. | Open Subtitles | لو كان على أحد منا أن يكون مرتاباً، فسيكون أنا. |
| Eğer mutluluğunuzu isteyecek biri varsa bu benim, çok içten bir şekilde. | Open Subtitles | إن كان على أحد ما تمنى السعادة لكِ فيجب أن يكن أنا, وأنا كذلك, بصدق. |
| Çocuklarından biri ölecek olsa hangisini ve neden seçerdin? Bailey'i seçerdim. | Open Subtitles | لو كان على أحد أطفالك الموت أيهما كنتِ لتختارين ولماذا؟ |
| Restoranda yaşanan felaket için biri suçlanacaksa o kişi benim. | Open Subtitles | وإن كان على أحد أخذ اللوم .على كارثة المطعم، فهو أنا |
| biri o delinin icabına bakmalıydı. | Open Subtitles | كان على أحد ما التعامل مع جارنا المجنون |
| - İlk gitmesi gereken biri varsa, o da benim. | Open Subtitles | -إن كان على أحد الذهاب أوّلاً فهو أنا -أريدك ... |
| Denemek zorundaydım. biri yapmak zorundaydı. | Open Subtitles | اضطررت للمحاولة، كان على أحد أن يحاول. |
| Kızması gereken biri varsa, o da Robin'dir. O, Zamparalık Kitabı'nı seviyor. | Open Subtitles | دعي عنك ذلك ايتها المتضايقة ، إذا كان على أحد أن يكون متضايق فهي (روبن) ، إنها تحب كتاب الخطط |
| Bir şeyleri kırıp dökmesi gereken biri varsa o da benim! | Open Subtitles | إن كان على أحد تكسير شيء, فسيكون أنا! |
| biri birini aramalıydı. | Open Subtitles | كان على أحد أن يتصل بشخص ما. |
| Rahatla evlat, eğer birinin ağlaması gerekiyorsa o da benim. | Open Subtitles | هوّن عليك يا فتى , إن كان على أحد البكاء , فعلي أنا ذلك |
| birinin o çocukların iyiliğini düşünmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | هل يمكنني أن أسأل لماذا ؟ كان على أحد أن يهتم بهؤلاء الفتيان |
| birinin bunun gerçekleştiğini teyit etmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | حسنا، كان على أحد ما أن يقر بحصول هذه الوفاة |
| Orasını bilmem ama birinin bir şeyler yapması gerekiyordu. | Open Subtitles | لا أعرف بشأن ذلك لكن كان على أحد أن يقومَ بشيء ما |
| birinin onlarla ilgilenmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | إنها تتلقى اللوم عنكِ كان على أحد أن ينتبه لأمرهم |