| Beni tanıyanlar benden etkilenmedi, ben de etkilemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كانوا لايرتاحون لى لذلك كان على ان افرض نفسى عليهم |
| oradan da ayrılmak zorunda kaldım, çünkü iş bulmalıydım. | Open Subtitles | و انتهيت بتركها لانه كان على ان اجد وظيفة |
| Bunun üzerine ben İngilizce açıklama yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | فوق كده , كان على ان اوضح ذلك لهم بالانجليزيه |
| Neden duy gusal biriyle evlenmek zorundaydım ki? Hayatımı mahvediyorsun. | Open Subtitles | لماذا كان على ان اتزوج هذا الفتى الرومانسي,لقد غيرت حياتي |
| Hükümetin tutumunun ciddiyetini belirtmek zorundaydım. | Open Subtitles | كان على ان اشدد على الخطوره من موقف الحكومه |
| Kavanoza oturtabilmek için diski elle kesmem gerekti, yani şüpheli de aynı şeyi yapmış olmalı. | Open Subtitles | كان على ان اقطع القرص المعدنى حتى يتسنى لى وضعه لابجرة الماسونية مما يعنى ان المشتبه به فعل ذلك ايضاً |
| Bana tecavüz eden adamı mezun olana dek her gün görmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان على ان ارى الرجل الذي اغتصبني كل يوم حتى تخرجت |
| Senin çirkin kıçını bir benzin istasyonunun tuvaletinde elime almak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان على ان اقوم بتوليدك بنفسى فى حمام محطه غاز |
| Geçen sefer unuttum ve Müzik yüzleşmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | اخر مره نسيتها و كان على ان اواجه الصخب |
| Bebeği yolda doğurtmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان على ان اتلقى الصغير فى الطريق |
| Bütün börek ve sos zahmetine katlanmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان على ان اتولى كل هراء تلك ... الفطائر المقليه و الصلصه |
| Evet, uygun bir droid almak zorunda kaldım. Bak, üzgünüm R2. | Open Subtitles | نعم, كان على (ان أتى بآلى بديل, اسف (ار 2 |
| Toplantımı iptal etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان على ان الغى موعد |
| Kendimce halletmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان على ان اتعامل معه بنفسي |
| Biliyorum, baba fakat bunu yapmak zorundaydım... kendim için. | Open Subtitles | اعلم يا ابى لكن كان على ان افعل لاجل نفسى |
| Seni oradan çıkartmak zorundaydım. Üzgünüm | Open Subtitles | كان على ان انقذك من هذا المكان انا اسف |
| Denemek zorundaydım. Gerçekten, gerçekten iyi ya! Tamam. | Open Subtitles | كان على ان اجربه, انه جيد جداً اترى؟ |
| Tamam, sormak zorundaydım. | Open Subtitles | حسنا , كان على ان اسئل |
| Kalp hırıltısı teşhis ettiğinde spor alışkanlığımı değiştirmem gerekti. | Open Subtitles | كان على ان اغير من روتين حياتي عندما اكتشف ان لدي نفخة قلبية |
| Onu okuldan almam gerekti. | Open Subtitles | كان على ان اسحبها خارج المدرسه |