| - O masumdu ve herkes bunu biliyordu. | Open Subtitles | لقد كان بريئًَا والجميع كان على علمٍ بهذا الأمر |
| Ve üründe oluşan arızaları da biliyordu. | Open Subtitles | و كان .. على علمٍ بسلسة الأخطاء في نموذجها |
| Oylama olacağını biliyordu, onu gönderdi. | Open Subtitles | كان على علمٍ أن الأمر سيئول إلى التصويت! |
| Çünkü biliyordu. Thea ona söyleyince onun yüzüne dikkat ettin mi hiç? | Open Subtitles | هذا لأنّه كان على علمٍ مسبق أرأيت وجهه حين أخبرته (ثيا)؟ |
| Bence Marko'yu öldüren kişi arazisini satmaya çalıştığını biliyordu. | Open Subtitles | (أعتقد أنّ قاتل (ماركو . كان على علمٍ أنّه يحاول بيع أرضه |
| Çılgın'ı yakaladığımız gün Zampa sizin geleceğinizi biliyordu. | Open Subtitles | حينما ألقينا القبض على (مادمن) (زامبا) كان على علمٍ بقدومك |
| Hauser bunu başından beri biliyordu. | Open Subtitles | -هاوسر) كان على علمٍ بذلك طيلة الوقت) . |
| Hauser bunu başından beri biliyordu. | Open Subtitles | -هاوسر) كان على علمٍ بذلك طيلة الوقت) . |
| Dean o riski biliyordu. | Open Subtitles | ...(دين) "كان على علمٍ بالمخاطر" |