| O henüz Hayattayken gelemediğim için büyük pişmanlık duyuyorum. | Open Subtitles | أسفي الشديد إذ أنني لم أتمكن من لقائه بينما كان على قيد الحياة. |
| Hayattayken babamın arkadaşı olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنه كان صديق والدي .. عندما كان على قيد الحياة |
| onun Yaşıyor olduğunu hayal etmeye çalış. | Open Subtitles | همته وحيويته ونشاطه عندما كان على قيد الحياة |
| Bana ağabeyi hakkında daha çok şeyler anlattı, ve yaşasaydı neler söyleceğinden bahsetti. | Open Subtitles | كيف سنعيش في المستقبل؟ لقد أخبرني عن أخيه أكثر وماذا سيقول له لو كان على قيد الحياة |
| - Biz kimseyi öldürmedik. - Hala yaşıyordu. | Open Subtitles | ـ لم نقتل أي أحد ـ لقد كان على قيد الحياة |
| Kocamın yaşadığını ve ikinizin yanında hizmet verdiğini söylemeye vaktin vardı elbette. | Open Subtitles | بالتأكيد لديك ما يكفي من الوقت لتحذيري بأن زوجي كان على قيد الحياة ويخدم جنبًا إلى جنب معكم |
| Hareket etmiş! yaşıyormuş! | Open Subtitles | لقد حاول أن يتحرَك لقد كان على قيد الحياة |
| teknisyeni Takim Salingerovog. Eger hayattaysa, burada ihtiyacimiz var. | Open Subtitles | فريق سالنجروفوج الفني , إذا كان على قيد الحياة ، نحن بحاجته هنا |
| Ben saat dokuzda ayrıldım. Kesinlikle hayattaydı. | Open Subtitles | لقد غادرت في الساعة التاسعة و كان على قيد الحياة حينها |
| Kocanız Hayattayken de bu parfümü mü kullanıyordunuz? | Open Subtitles | هل كنتى تضعين هذا العطر عندما زوجك كان على قيد الحياة ؟ |
| Ve Hayattayken hep amcama yardım ederdim. | Open Subtitles | كنت أساعد عمّي دائماً عندما كان على قيد الحياة |
| Hayattayken, dairesinde çamaşır makinesi ve kurutma makinesi olacak kadar şanslı mıydı? | Open Subtitles | هل كان محظوظ بالحد الذي يجعله يستمتع بغسّالة ومجفّف في شقّته عندما كان على قيد الحياة ؟ |
| O Hayattayken hakkında hiç kötü bir şey söylemedin. | Open Subtitles | أنت لم تقولى شيئاً من هذا القبيل عندما كان على قيد الحياة |
| Bunu ona Hayattayken söyleyebilseydim keşke. | Open Subtitles | ليتني فقط استطعتُ أن أقول له ذلك بينما كان على قيد الحياة |
| Hala Yaşıyor olsaydı bir numaralı şüpheli o olurdu. | Open Subtitles | وإن كان على قيد الحياة الآن لكان المتهم الأول |
| Sizce Büyük R.J. Fletcher bugün Yaşıyor olsaydı ne derdi? İmdat! | Open Subtitles | ماذا تظنون أن الأب آر جي فليتشر كان سيقول إذا كان على قيد الحياة اليوم؟ |
| Yaşıyor mu, ölmüş mü diye. | Open Subtitles | اذا ما كان على قيد الحياة ام اذا كان قد مات |
| Biraz daha yaşasaydı, sorularımızın cevabını alabilirdik. | Open Subtitles | ربما كنا سنحصل على بعض الإجابات.. لو كان على قيد الحياة لفترة أطول. |
| Serumu değiştirmeye gittiğimde Astsubay Wilkes yaşıyordu. Döndüğümde ölmüştü. | Open Subtitles | الملازم كان على قيد الحياة عندما غيرت كيس المصل |
| Çünkü onlar babamdan gelen mesajlardı, onun yaşadığını hatırlatan. | Open Subtitles | لأنها كانت رسائل من والدي، لتذكيري بأنه كان على قيد الحياة. |
| Kent ateşe verildiğinde hâlâ yaşıyormuş. | Open Subtitles | هل تظنين أنه كان على قيد الحياة عندما إحترق؟ |
| Hâlâ hayattaysa... | Open Subtitles | - إن كان على قيد الحياة .. -إن كان على قيد الحياة |
| Saat dokuz buçukta da hayattaydı. | Open Subtitles | لقد كان على قيد الحياة في التاسعة والنصف |