| Ne yazıyordu, biliyor musun? | Open Subtitles | وأتعرف ما الذي كان مكتوباً عليه ؟ |
| evet - peçetede ne yazıyordu adım ve adresim. | Open Subtitles | -أجل -ماذا كان مكتوباً على المنديل اسمي وعنواني |
| Kapağında yıpranmadan önce şöyle yazıyordu: | Open Subtitles | كان مكتوباً هنا على الغلاف قبل أن يهرأ |
| Orada ağaçların tomurcuklandığını, onların da meyve, tohum veya yemiş olduğu yazıyordu. | Open Subtitles | و كان مكتوباً بأن الأشجار لها براعم... و ثم تلك تتحول إلى فاكهة.. أو بذور أو مكسرات، صحيح؟ |
| Elle yazılmıştı ve tuhaf, ürkütücü çizimler vardı. | Open Subtitles | لقد كان مكتوباً بخط اليد، مع بعض الرسوم المخيفة العجيبة. |
| Bu sayı Craig'in kanıyla banyonun yüzeyine yazılmıştı. | Open Subtitles | ذلك الرقم كان مكتوباً على أرضية الحمام بدماء (كريج) |
| - "Bak." Sadece bu mu yazıyordu? | Open Subtitles | "أنظر " ؟ هذا ما كان مكتوباً ؟ |
| "Gizli" yazıyordu. Öğrenmek istedim. | Open Subtitles | "كان مكتوباً "خاصاً و أردت أن أعرف |
| Arkasında "Yerlilerin gittiği yer" yazıyordu. | Open Subtitles | وبالخلف كان مكتوباً: "حيث يذهب الهنود" |
| Burada "Florida", yazıyordu. | Open Subtitles | كان مكتوباً عليها فلوريدا |
| - Şiirde yazıyordu. | Open Subtitles | لقد كان مكتوباً على اللفيفة. |
| Evet, tren biletinde yazıyordu. | Open Subtitles | أليس كذلك؟ ) - لقد كان مكتوباً على بطاقة القطار |
| Hayır, kimliğinde Joe Vasquez yazıyordu. | Open Subtitles | كلا، لأنه في بطاقته الشخصية كان مكتوباً (جو فاسكويز) |
| Şöyle yazıyordu... | Open Subtitles | كان مكتوباً به... |
| Şöyle yazıyordu... | Open Subtitles | كان مكتوباً به... |
| Ve hatırlarsan kitapta Jinnamuru Xunte kurbanların ailelerini sık sık ziyaret eder onları avlamak için yazıyordu. | Open Subtitles | وتذكر، في الكتب... كان مكتوباً أن الـ(جينامورو شونتي)... غالباً ما يعاود زيارة أسر الضحايا، |
| - Davetiyede yazıyordu. | Open Subtitles | ـ كان مكتوباً على الدعوة! |
| -Üzerinde "Onbir" yazıyordu. | Open Subtitles | - كان مكتوباً عليه"أحد عشر". |
| Rujla yazılmıştı. | Open Subtitles | كان مكتوباً بأحمر الشفاه |