"كان من الغريب" - Translation from Arabic to Turkish

    • garipti
        
    • tuhaf bir histi
        
    • tuhaftı
        
    • garip geldi
        
    Aynı zamanda günümüz hikâyeleri yerine geçmişe bakmak bir nevi biraz garipti. TED وقد كان من الغريب إلى حد ما بأن تسلط الضوء على الماضي، بدلًا من تسليطه على الأحداث الجارية.
    Eskiden de bu odada bulunmak garipti. Open Subtitles لقد كان من الغريب علي أن أكون في هذه الغرفة من وقتها
    O konuda konuşmak garipti o kadar. Çünkü daha önce konuşmam yasaktı. Open Subtitles لقد كان من الغريب التحدث عن هذا لأنني لم يسمح ليّ أبداً بالتحدث عنها من قبل
    Sokaklarda askerleri görmek tuhaf bir histi... hepsinin sivil halktan ödü kopuyordu... çünkü her biri bir IRA tetikçisi olabilirdi. Open Subtitles كان من الغريب رؤية الجنود في الشوارع خائفين من السكان المحليين لشكهم في انتمائهم إلى "الجيش الجمهوري الإيرلندي"
    Sokaklarda askerleri görmek tuhaf bir histi... hepsinin sivil halktan ödü kopuyordu... çünkü her biri bir IRA tetikçisi olabilirdi. Open Subtitles كان من الغريب رؤية الجنود في الشوارع خائفين من السكان المحليين لشكهم في انتمائهم إلى "الجيش الجمهوري الإيرلندي"
    Savaş devam ederken bizim tam bir huzur içinde olmamız çok tuhaftı. Open Subtitles كان من الغريب أن تفكر ذلك أثناء الحرب أن نـكـون فـي سـلام تـام
    Bir anda her yerde yüzünü görmek garip geldi. Open Subtitles كان من الغريب رؤية وجهك فجأةً بكلّ مكان.
    Ve yemeğe gitmeye karar verdik çünkü orada karşılaşmamız çok garipti. Open Subtitles و قررنا تناول العشاء لقد كان من الغريب أن نرى بعضنا البعض
    Aslında bir bakıma garipti çünkü burada satılık ilanı yoktu. Open Subtitles كان من الغريب أنه لم يكن موجودا في السوق
    Olay yerine gelmiş olması garipti ama altından bir şey çıkmaz. Open Subtitles وأجل، كان من الغريب أنه أتى إلى موقع الجريمة ولكنني لم أقرأ عن ذلك الشأن
    Yani, yangın akşamı sizi 20:52'de araması garipti? Open Subtitles إذا كان من الغريب اتصالها بك عند الـ8: 52 مساءً ليلة الحريق؟
    Ama ayakkabılarını çıkarmamış olması garipti. Open Subtitles ولكن كان من الغريب أنها مرتدية حذائها
    Rachel öldükten sonra onun hakkında yeni bir şeyler öğrenmek garipti. Open Subtitles لقد كان من الغريب معرفة شيءٍ جديد بشأن (ريتشل) بعد موتها
    Bir garipti canım. Open Subtitles كان من الغريب جدا.
    Bir kuku uğruna var oluşumu bir kenara atmaya bu kadar razı olman biraz garipti Morty. Open Subtitles لقد كان من الغريب أنك ترغب في أن تبيعَ (وجودي من أجل بعض الزركشات يا (مورتي. (يقصدبالزركشاتريكالصغيروشخصيتهالتيأحبهاالجميعفيالمدرسة)
    Son ödeme tarihinden sonra aramamaları tuhaftı. Open Subtitles لقد كان من الغريب أن وقت الدفع مر منذ وقت طويل ولم نتلقى ولا مكالمة واحدة
    'Katie'nin ben suç mahalinden uzaklaşmaya çalışırken sürekli ortaya çıkması tuhaftı.' Open Subtitles "كان من الغريب كيف تبقى (كاتي) تحاول" "لكني إحتجت للأبتعاد عن مسرح الجريمة"
    Jimmy'yi görmek garip geldi mi? Open Subtitles هل كان من الغريب رؤية (جيمي) ؟
    - Jimmy'yi görmek garip geldi mi? - Jimmy mi? Open Subtitles هل كان من الغريب رؤية (جيمي) ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more