| Ben, Raul yiyordu hangisi bilmiyordum ben sadece bütün yuva var. | Open Subtitles | لا أعلم أيهم كان يأكل راول لذلك قمت بإصطياد جميع الوكر. |
| Ray Fransa'da çalışanlarının birinin evinde yemek yiyordu. | Open Subtitles | راى كان يأكل فى بيت أحد رجال الشركة فى فرنسا |
| Hayatta kalabilmek için insan eti yemiş, tam burada, bu tepelerde. | Open Subtitles | لقد كان يأكل الناس ليعيش , هنا فى هذه التلال . |
| Tahminimce biraz önce naneli şeker yemişti. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان يأكل حلوى بنكهة النعناع قبل أن يأتي هنا |
| Hayır, sadece ne yediğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لا، أنا فقط بحاجة الى معرفة ما كان يأكل. |
| Bugün çıkarken, bize gösteriş olsun diye odunları kesiyordu. | Open Subtitles | عندما غادرتى فى ذلك اليوم كان يأكل فى نفسه |
| Kumaş yerdi. Her şeyi yerdi, kağıtları da. | TED | كان يأكل المنسوجات. كان يأكل أشياء، المواد القابلة للتدوير. |
| Onu bu sabah nehrin kıyısında gördüm. Balık yiyordu. | Open Subtitles | لقد رأيته هذا الصباح كان يأكل السمك النىء |
| Adam her öğün jambon yiyordu. | Open Subtitles | كان يأكل لحم الخنزير المُقدد مع كلّ وجبة. |
| Masasında hamur işi yiyordu ve birden kalbi patladı. | Open Subtitles | لقد كان يأكل فطائر محشية على مكتبه وقلبه انفجر |
| ciceklerini yiyordu. Buyutulecek ne var? | Open Subtitles | حباً بالله، كان يأكل أزهارك كلّها فما سبب هذه الجلبة كلّها؟ |
| Bir keresinde, şehir otobüsündeydim ve yanımdaki adam bir kova kızarmış tavuk yiyordu. | Open Subtitles | في إحدى الأوقات، كنت راكباً في الباص والرجل بجانبي كان يأكل دجاجاً مقلياً من سطل |
| Oğlumu canlı canlı yiyordu. İşte. Teşekkürler, komiser. | Open Subtitles | كان يأكل ابني حياً. أسف انت لا تتحدث فرنساوي انت انجليزي |
| Sanırım bu şeyleri yemiş. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان يأكل تلك الأشياء |
| Birileri buradaymış. Birisi benim yulaf ezmemi yemiş. | Open Subtitles | أحدهم كان هنا أحدهم كان يأكل عصيدتي |
| Geçen hafta kendi ağırlığında sucuk yemişti . | Open Subtitles | الأسبوع الماضي، كان يأكل بنفسه الوزن في بولونيا. |
| Kendini kilitlerdi. Daha dün barbekü yapıp yemişti be. | Open Subtitles | فحجز نفسه هذا ما حدث فحسب كان يأكل لحومٍ مشوية بالأمس |
| Son zamanlarda pek fazla yemek yediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه كان يأكل الكثير من الوجبات مؤخرا |
| Acaba kiminle yemek yediğini hatırlıyor musunuz, ...sadece kafamdaki şüpheleri gidermek istiyorum? | Open Subtitles | أتسائل اذا كنت تعلم من الذي كان يأكل معه لكي اكون هادئة البال فقط؟ |
| Bugün çıkarken, bize gösteriş olsun diye odunları kesiyordu. | Open Subtitles | عندما غادرتى فى ذلك اليوم كان يأكل فى نفسه |
| Birbirinden ayrık olduğu sürece, tabağındaki her şeyi yerdi. Bu doğru. Pizzasının üzerindeki malzemelerin hepsini toplar ve onları sırayla yerdi. | Open Subtitles | كان يأكل كل ما في طبقه طالما انه منفصل عن بعضه وكان ينزع جميع محتويات البيتزا ويأكلها بالتسلسل |