| Evet, sizi ışınlamak için kalkanları indirmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | نعم, كان يجب علينا خفض الدروع لنقلكم انيا الى هنا. |
| Arabayı almışsın, bizde patenleri paylaşmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | حسنا , أنت أخذت السيارة لذا كان يجب علينا . أن نأخذ المزلاجات |
| Üç blok öteye park etmeliydik. | Open Subtitles | كان يجب علينا إيقاف السيارة على بعد 3 بنايات |
| Daha erken müdahale etmeliydik. | Open Subtitles | كان يجب علينا أن نتدخل في وقت أبكر ثمة الكثير من الاضرار |
| Biliyorum, seni üç yıl önce tam ortak yapmamız gerekirdi. | Open Subtitles | أنظر، أَعْرفُ أنه كان يجب علينا أن نجعلك شريكاً منذ ثلاثة أعوامٍ مضت |
| Yoksa rahibelere haber vermemiz gerekirdi. | Open Subtitles | من ناحية أخرى، كان يجب علينا أن نخبر الراهبات، وأنتِ لا تريدي ذلك، أليس كذلك؟ |
| Hayatım, bitir misin? 10 dakika önce Kelly Ping'de Barrows'larla yemekte olmalıydık | Open Subtitles | كان يجب علينا مقابلة باروس في كيلي آند بينغ منذ 10 دقائق |
| Beyler, o lanet kumsala gitmeliydik. | Open Subtitles | يا رفاق، كان يجب علينا أن نذهب إلى الشاطئ |
| Sağlık görevlilerini beklemek zorunda kaldık. Onu dışarı çıkaramadık. | Open Subtitles | كان يجب علينا انتظار المُسعفين لم يكن بإستطاعتنا أن ننقذها |
| Bir anlaşmadan ötürü gelmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | حسناً ، كان يجب علينا أن نعقد ذلك الإتفاق، |
| O kadar hızlı kaçmak zorunda kaldık ki, savaş olmadı. | Open Subtitles | كان يجب علينا الفرار بسرعة لم يكن في المعركة |
| Sağlık görevlilerini beklemek zorunda kaldık. Onu dışarı çıkaramadık. | Open Subtitles | كان يجب علينا انتظار المُسعفين لم يكن بإستطاعتنا أن ننقذها |
| Ama bunu deniz makarnalarıyla dengelemek zorunda kaldık. | Open Subtitles | لكن كان يجب علينا تغطيته بواسطة شرائح معكرونة |
| Birçok mesaj bıraktığını söylemiş bölmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | قال بإنك تركت رسائل له لذا كان يجب علينا أن نقاطعك |
| Çay isteyip istemediğimizi sorduğunda kabul etmeliydik. | Open Subtitles | كان يجب علينا البقاء لشرب الشاى عندما طلبت منا هذا |
| Suç mahallinin fotoğraflarını çeken birine dikkat etmeliydik. | Open Subtitles | كان يجب علينا ان نلاحظ شخص ما ياخذ صور من مشاهد الجريمه |
| Bütün bunların arkasında Tanner'ın olduğunu tahmin etmeliydik. | Open Subtitles | كان يجب علينا معرفة ان تانر كان خلف كل هذا الأمر |
| Renkli bir ekran sipariş etmeliydik. | Open Subtitles | كان يجب علينا أن نتطلع لإحضار شاشة مُلونة |
| Bizi korumaya çalıştığını anlamamız gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب علينا معرفة فقط انكٍ تقومين بحمايتنا |
| Elimize fırsat geçtiğinde halletmemiz gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب علينا فعل ذلك عندما سنحت لنا الفرصة |
| Dediğin gibi emirlere uymam gerekirdi, ama sen... | Open Subtitles | كان يجب علينا اتباع الاوامر كما قلت ولكنكَ |
| Gıda güvencesizliğini sonlandırmak için bağışlanmış milyonlarca dolarla açlığı yıllar önce bitirmiş olmalıydık. | TED | ومع ملايين الدولارات التي يتم التبرع بها لإنهاء انعدام الأمن الغذائي كان يجب علينا إنهاء الجوع منذ سنين مضت. |
| - Onlarla gitmeliydik. - Evet, gitmeliydik. | Open Subtitles | كان يجب ان نذهب معهم نعم ، كان يجب علينا ذلك |