| -Bu yüzden de 16 yaşında olmana rağmen yetişkin olarak yargılanacaksın. | Open Subtitles | ولذلك رغم أنك بعمر 16 عاماً سوف تحاكم كبالغ |
| Çok akıllıca komiser. Yine de yetişkin olarak yargılanacak. | Open Subtitles | ذكي جداً ملازم , لكن مع ذلك سوف يحاكم كبالغ |
| Ve bir yetişkin olarak yine aynı şeyi yapıyor, sorunları çözüyor. | Open Subtitles | و هذا ما يفعلـه الآن كبالغ , إنـه يحل المشاكل |
| Eyalet yetişkin gibi yargılayıp örnek olsun isteyebilir. | Open Subtitles | يمكن للولاية ان تحاكمه كبالغ و تحاول ان تجعله عبرة |
| Ya bir yetişkin gibi hareket et, ya da seni zorla bu evden atarım. | Open Subtitles | ، أما أنْ تتصرف بسلوك مهذب كبالغ أو سأخرجك من هنا بالقوة |
| Bunu söyleyeceğime inanmak zor ama çünkü erişkin hayatımın büyük bir kısmını senden ve senin temsil ettiğin şeyden nefret ederek geçirdim ama... | Open Subtitles | حسناً , انه من الصعب ان اصدق انني سأقول هذا لانني قضيت معظم حياتي كبالغ وانا اكرهك وكل شي تمثله لكن |
| Eğer çocukken dahiyse yetişkinken özel hissetmiyor olabilir. | Open Subtitles | ان كان طفلا اعجوبة فقد يكون لا يشعر انه مميز كبالغ |
| Yargıç onun bir yetişkin olduğuna karar vermiş, ama ben bu çocuğu görüyorum. | TED | وصدّق القاضي بأن يُحاكم كبالغ ، ولكنني أرى طفلاً. |
| Ve bir yetişkin olarak yine aynı şeyi yapıyor, sorunları çözüyor. | Open Subtitles | و هذا ما يفعلـه الآن كبالغ , إنـه يحل المشاكل |
| Bir yetişkin olarak hayatta kalmak için gerekli beceriyi öğrenmeye başladı bile. | Open Subtitles | إنه يتعلم بالفعل المهارات التي سيحتاجها للبقاء كبالغ |
| Savcılık onu bir yetişkin olarak yargılamak istiyor bu da ciddi bir hapis cezası anlamına gelir. | Open Subtitles | المشكلة أن الدعوة القضائية تريد محاكمته كبالغ ما يعني وقت حقيقي في السجن |
| Dua et de yargıç siciline bakıp seni yetişkin olarak olarak yargılamaya kalkmasın. | Open Subtitles | فقط يجب عليك أن تأمل ألا ينظر إليكَ القاضى ويعاملُكَ كبالغ |
| Hala Danell'ın yetişkin olarak yargılanma ihtimali var. | Open Subtitles | ما زالَ هناك فرصة, دانيل يُمْكِنُ أَنْ يُحولَ كبالغ. |
| Bu arada, federal yargıç, federal savcının seni bir yetişkin olarak yargılama talebini onayladı. | Open Subtitles | بالمناسبة، القاضي الفيدرالي وافق.. على طلب المدعي العام بأن تُحاكم كبالغ. |
| yetişkin olarak, anlayabiliyorum çünkü sakız çiğnerken, hiçbir şeyden etkilenebilecek gibi gözükmüyorsunuz. | Open Subtitles | كبالغ , يمكنني الفهم ... ... لأنك عندما تمضغ العلكه , لا تبدو مهتما بأي شيء |
| Bir dahaki sefere bir yetişkin olarak ceza alacak. | Open Subtitles | في المرة القادمة، هو سَيَشْحنُ كبالغ. |
| Savcılık onu bir yetişkin gibi yargılamak isteyecek. | Open Subtitles | الإدّعاء يُريدُ إلى محاكمْة إبنَكَ كبالغ |
| Bir yetişkin gibi emirler vermek yerine gelmiş burada bebek gibi ağlıyorsun! | Open Subtitles | عوضا عن تلقي الأمر كبالغ انت تجلس هنا تبكي كطفل |
| Dinle, evine genç bir kadını gönderdiğimde senin bir yetişkin gibi davranmayı bildiğine güveniyordum, anlıyor musun? | Open Subtitles | اسمع, عندما اقوم بإرسال امرأة صغيرة الى منزلك هناك ثقة ضمنية في ذلك بأن تتصرف كبالغ, صحيح؟ |
| Bu evlilikte yetişkin gibi davranma zamanım geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لي أن أتصرف كبالغ في هذا الزواج |
| O zaman bir erişkin gibi onu ara, onu sevdiğini söyle ama beraber yaşamanın sana uygun olmadığını söyle. | Open Subtitles | (لن أستطيع تحمل هذا (ليمون إذاً تصرف كبالغ وإتصل بها وأخبرها أنك تحبها جداً |