| O sadece bir günah keçisi. Ben başka birinin peşindeydim. | Open Subtitles | انها مجرد كبش فداء أنا كنت أعني بها شخص آخر |
| İster komplocu ister günah keçisi olsun saldırganlar onu tanıyormuş. | Open Subtitles | متآمرة أو كبش فداء بكل الأحوال هي معروفة لناصبي الكمين |
| Öyle görünüyor ki herkes bir örnek yapılmasını istiyor. Bir günah keçisi. | Open Subtitles | يبدو أن كل شخص أراد ان لا يكون مثال كبش فداء |
| -Ben onun için Mullinski olamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أكون كبش فداء له, فأنا قد فعلت ذلك مسبقا |
| Eğer onlara suçlayacak birini vermezseniz, onlar bir kurban seçerler. | Open Subtitles | إنها الطبيعة البشرية إن لم تخبري الأمهات بأحد يلومونه فسيخترن كبش فداء |
| Önce kendinize bir günah keçisi bulursunuz, sonra da gerçeklerinizi sırtına yüklersiniz. | Open Subtitles | اولا تبحثون عن كبش فداء , ثم تكيفون الدلائل لتناسب القضية |
| Binanın sonuyla hiç bir ilgim olmamasına rağmen beni günah keçisi yaptılar. | Open Subtitles | ورغم انه لاشأن لى بالتصميم الهندسى , فقد اخذونى كبش فداء |
| Eğer ilerleme kaydedemezsem beni günah keçisi yapacak. | Open Subtitles | وإن لم يتم الأمر، سيقوم بإعطائهم كبش فداء |
| Başından neler geçtiği hakkında hiçbir fikriniz yok. Kendinize başka bir günah keçisi bulun. | Open Subtitles | ليس لديكِ أيّ فكرة عما عاناه جدي لنفسك كبش فداء آخر |
| Eğer bir günah keçisi arıyorlarsa, o fazla boynuzlar pekala biz olabiliriz. | Open Subtitles | إذغ كانوا يبحثون عن كبش فداء فنحن مناسبين لذلك |
| O gün bana ihtiyaç duymuş olmalarının ertesi gün günah keçisi yapmayacakları anlamına gelmediğini biliyorum. | Open Subtitles | اعلم لانهم فقط احتاجونى ذلك اليوم لا يعنى هذا انهم لن يجعلوننى كبش فداء اليوم التالى |
| İnsanlar bir günah keçisi arıyor ve Digital Corner'da buna en uygun olanı. | Open Subtitles | الناس يبحثون عن كبش فداء. و الجوانب الرقمية سهلة المنال. |
| günah keçisi gelir gelmez geri kalanının icabına bakacağım. | Open Subtitles | لطالما هناك كبش فداء فى المكان, سأخذ قسطا كافيا من الراحة. |
| Hayır, az ve öz olarak, eğer bunlar bir şekilde kamuoyuna yansırsa, bu duvarların ötesindeki dünya, bir günah keçisi arayacaktır. | Open Subtitles | كلا، أنا أقول ببساطة أنه إن تم معرفة هذا علنًا بطريقة ما.. فإن العالم سيرغب في كبش فداء.. |
| Hayır etmiyorum! Oturup öğrencimin günah keçisi olmasını izleyemem. | Open Subtitles | الامر فقط هو انني لا اريد رؤية تلميذتي تتحول الى كبش فداء |
| Benim çete tecrübemi istemen falan sırf düzendi. Sen sadece yerel bir günah keçisi arıyordun. | Open Subtitles | كل ذلك الهراء عن خبرتي مع العصابات، بينما كل ما اردته انت هو كبش فداء محلي |
| Bir günah keçisi bulmaya çalışmanızı takdir ediyorum, ...ama bunu masum birine yüklemek. | Open Subtitles | أقدر محاولتنا لإيجاد كبش فداء لكن تلفيق تهمة لرجل بريء؟ |
| İşler iyi gitmez ve problemin ne olduğunu bulmak yerine herkes bir günah keçisi seçer ve onun üstüne gidilir. | Open Subtitles | لا تجرى الامور على مايرام وبدل حل المشاكل الكل يختار كبش فداء ويهاجموه |
| Bir Mullinski'ye ihtiyacımız var ve hemen bulmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج إلى كبش فداء, نحتاج إلى واحد على وجه السرعة |
| Freddy'e bir kurban sunmamız gerekecek. | Open Subtitles | أن نقدم لفريدي كبش فداء |
| Bir günah keçisine ihtiyacınız var. | Open Subtitles | كنت تحتاجين كبش فداء لذا وبالطبع وقع أختيارك علي |
| Eğer beni geri istiyorsan, döndüm, ama senin günah keçin olmak için burada değilim. | Open Subtitles | إن كنتِ تريدين استعادتي، فقد عدت. لكنني لست هنا لأكون كبش فداء. |
| Bu emri verirsem iki şekilde de yanlış bir şeyler olursa bir günah keçileri olacak. | Open Subtitles | بأي من الطرق, لديهم كبش فداء |
| O günah keçisiydi. | Open Subtitles | لقد جعلت كبش فداء |
| Üç kere konuştuk, Veronica. Ben günah keçisiyim, gerçek keçi değil. | Open Subtitles | لقد قمنا بذلك ثلاث مرات أنا كبش فداء ، ولست كبشاً حقيقياً |