| Gerçekleri, sadece aklını kaçırmış biri ihanet olarak düşünebilir. | Open Subtitles | الرجل المجنون فقط من يسمع الحقيقة كخيانة |
| Kraliçenin kardeşinin oğlunuzu öldürmeye çalışmasını öne süren fikir vatana ihanet olarak kabul edilir. | Open Subtitles | مجرد الإقتراح أن أخو الملكة حاول قتل أخيك سوف تعتبر كخيانة |
| Belki babası bu kadar uzağa gitmesini ihanet olarak gördü. | Open Subtitles | ربما رأى والدها ان ابتعادها لتلك الدرجة كخيانة |
| Kazanan tarafa göre tarafsız kalmak ihanet olarak görülecek. | Open Subtitles | البقاء محياد سيرى كخيانة من قبل أي طرف منتصر |
| Olan bitenin vahametine göre vatana ihanetle suçlanmanız işten bile değil! | Open Subtitles | مهما كانت المناسبة التي جلبتك هنا يمكن أن تحاسب كخيانة عظمى للحاكم |
| Bu iş duyulursa hükümet bunu bir ihanet olarak görecektir. | Open Subtitles | عندما يُنشر الحكومة ستراه كخيانة |
| Onu cezalandırıyor. - Yaptıklarını ihanet olarak değerlendirdi. | Open Subtitles | ـ إنه يُعاقبها ـ لقد رأى الأمر كخيانة |
| Bunu ihanet olarak gördüğün için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا اسف انك ترى هذا كخيانة |
| Bob'un aile işinin yönetimini ele geçirememesini İncildeki ayetlere bir ihanet olarak görebilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع أن تناقش أن خسارة (بوب) ليكون الشخص الذي يدير اعمال العائلة أنه كان كخيانة. |
| Tedbirsizliğim ne vatana ihanetle karıştırılmalı ne de yolculuğuma devam etmemi engellemeli. | Open Subtitles | حماقتي لا يجب تصنيفها كخيانة ولا أن تمنعني من تكملة رحلتي |