| Neden beni bir tekerlekli sandalyeye bindirip eski aktörler huzurevine götürmüyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا ترسل لي كرسي متحرك وترسلني إلي دار الممثلين المسنين؟ |
| Her sabah kendini tekerlekli sandalyeye tasimak nasil bir sey biliyor musun? | Open Subtitles | هل لديك اية فكرة عن شعور ان تكون في كرسي متحرك يومياً |
| Bir Tekerlekli sandalye bulup eve onunla dönsün artık. | Open Subtitles | يمكنه الحصول على كرسي متحرك و يدحرج نفسه للمنزل. |
| Bu eğlence olsun diye Tekerlekli sandalye kullanmaya benziyor. | Open Subtitles | ذلك أشبه باستعمال كرسي متحرك بغرض الاستمتاع. |
| Bir zamanlar cansız bir nesne, tekerlekli sandalyedeki çocuğun akılsız hayaleti olarak görüldüm. | TED | في مرة كان ينظر لي ككائن جماد شبح أبله لصبي في كرسي متحرك. |
| Sonrasında yaşayacağın şey sol ayakta üç tırnakla, Tekerlekli sandalyeyle hapishanede uyanmak olacaktır. | Open Subtitles | تستيقظ لتجد نفسك في السجن على كرسي متحرك ب 3 اصابع في رجلك |
| Muhtemelen ömrünün geri kalanında tekerlekli sandalyeye mahkum olacaksın. | Open Subtitles | من المحتمل ان تظل في كرسي متحرك لبقية حياتك |
| Hayati tehliken hala devam ederken seni tekerlekli sandalyeye bindirip yolluyorlar. | Open Subtitles | هم يقومون بإخراجك بينما حياتك لاتزال في خطر لكنك ستكون على كرسي متحرك |
| tekerlekli sandalyeye mahkum olmanın ne demek olduğunu iyi biliyorum. 25 dakikadır bu sandalyeye mahkumum. | Open Subtitles | و أنا أعلم كيف هو الشعور أن تكون محبوساً في كرسي متحرك أنا كنتُ محبوساً في كرسي متحرك ل25 دقيقة |
| Bu kadar güçlü olmasına rağmen neden hala vücudun tekerlekli sandalyeye bağlı, Kaal? | Open Subtitles | على الرغم من أنك قوي جداً، لماذا لا يزال جسدك على كرسي متحرك يا كال؟ |
| tekerlekli sandalyeye... mahkum olan var ama mutlu. | Open Subtitles | بعض الناس عالقون في كرسي متحرك وسعداء. |
| Ona bisiklet sürmeyi öğretmek veya küçükler turnuvasında desteklemek yerine Carol Grady çocuğunu tekerlekli sandalyeye oturtup, onun kanser olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بدلاً عن تعلميه كيف يركب الدراجه أو تشجيعه وهو يلعب في دوري صغير كارول غرادي تضع ولدها في كرسي متحرك |
| Sana Tekerlekli sandalye alırsam belki... | Open Subtitles | كنت أفكر بأحضار كرسي متحرك من النوع اللذي يتحرك بل مؤشر |
| Gitmememin tek sebebi Güney Amerika... toprakları Tekerlekli sandalye için uygun değil. | Open Subtitles | السبب الوحيد لعدم ذهابي هو أن أمريكا الجنوبية لا يمكن الوصول إليها بـ كرسي متحرك |
| O sürede sadece bir Tekerlekli sandalye bitirmiş. | Open Subtitles | خلال 3 ساعات و 20 دقيقة فقط كرسي متحرك واحد أنتهى بذلك الوقت |
| Tekerlekli sandalye kullanan bir dansçı olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أن لديهم راقصة على كرسي متحرك الآن ؟ |
| Halbuki daha yeni tanıştığım insanlar tekerlekli sandalyedeki sessiz adam resminin ötesini görmek için mücadele ediyorlardı. | TED | في حين أن أولئك الذين ألتقيت للتو عانوا في رؤيتي أكثر من رجل صامت في كرسي متحرك. |
| Ama maalesef kimse tekerlekli sandalyedeki aksi bir ihtiyarı dinlemiyor. | Open Subtitles | لكن الان , لا احد يستمع الى سيدة عجوز على كرسي متحرك |
| Çıkmalısınız, Tekerlekli sandalyeyle bile olsa çıkın. | Open Subtitles | يجب أن تخرجوا ولو باستخدام كرسي متحرك |
| O zaman tekerlekli sandalyeli insanlar hastanede mi kalsın? | Open Subtitles | إذاً الأشخاص الذين على كرسي متحرك يجب أن يكونوا في المستشفى؟ |
| Babamı tekerlekli sandalyesi ile birlikte asansör boşluğuna attım. | Open Subtitles | لقد ضغطت على كرسي متحرك والدي أسفل إلى المصعد، معه لا يزال في ذلك. |
| Şu an dünya barışı ile Tekerlekli sandalye arasında seçim yapmamı söyleseler tekerlekli sandalyeyi seçerim. | Open Subtitles | بين أن يعم السلام الأرض او ان احصل على كرسي متحرك الأن سوف اختار الكرسي المتحرك |
| Benim yüzümden hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda. | Open Subtitles | إن حياته تذهب على كرسي متحرك وكل هذا على حسابي. |