| Hayaletin kendini kopyalayıp bir bütün olabilmesi için Kriptonlu birine ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | الشبح إحتاج لجسد كريبتوني من أجل التكرار لكي يصبح كاملاً مرة أخرى |
| Meteor bulaşmış insanların bir sürü şey yapabildiğini gördün. Bu onun Kriptonlu olduğunu göstermez. | Open Subtitles | رأيت أن الناس المصابون بعدوى النيزك يفعلون الكثير من الأمور، هذا لا يعني أنه كريبتوني |
| İnsanlar tarafından büyütülüp güçlü değerleri olan bir Kriptonlu. | Open Subtitles | كريبتوني تربى من قبل البشر على القيم العالية |
| Daha önce de bir Kryptonlu öldürdüm. | Open Subtitles | لقد قتلت مخلوق كريبتوني من قبل |
| Ve sen onun 10'da 1'i kadar bile Kryptonlu değilsin. | Open Subtitles | وانت لست ولا 1/10 كريبتوني بل هو |
| Sence güçlerin olması seni Krypton'lu yapan tek şey mi? | Open Subtitles | أتظن أن امتلاكك لقدرات هو الشيء الذي يجعلك كريبتوني ؟ |
| 0 ve 1'lerden oluşan bir Kriptonlu şablonu. | Open Subtitles | مثل نمط كريبتوني من الأصفار والأرقام واحد |
| Clark, sanırım Dünya'da yaşayan bir Kriptonlu daha var. | Open Subtitles | كلارك، أعتقد أن هناك كريبتوني آخر يعيش هنا على الأرض |
| Kriptonlu bir dostumun gelip benden yardım istemesi her gün olan bir şey değil. | Open Subtitles | لا يطلب مني زميل كريبتوني المساعدة كل يوم |
| Bizim gibi aptal polisler de asla saldırganın Kriptonlu veya Inferniyalı olduğunu anlayamazdık. | Open Subtitles | ونحن رجال الشرطة المحليين الأغبياء لن نستنتج أبدًا أن مُغتال الرئيسة إما كريبتوني أو إنفيرنوني |
| Virüsü Kriptonlu olmayan fizyolojilere saldıracak şekilde tasarladık. | Open Subtitles | قمنا بتعديل الفيروس لمهاجمة التكوين الجسدي الغير كريبتوني |
| Kahretsin, Kriptonlu babam bunu yapmamı yasaklamıştı. | Open Subtitles | " تباً.. لقد نهاني والدي الـ " كريبتوني عن فعل ذلك |
| Bir Kriptonlu Central Kansas Üniversitesinde tarih mi öğretiyor? | Open Subtitles | كريبتوني يدرس التاريخ في جامعة (كانساس) الوسطى ؟ |
| Onu sadece bir Kriptonlu yok edebilir. | Open Subtitles | فقط كريبتوني يمكن أن يحطمها |
| Kriptonlu, gerçek bir kahramandı. | Open Subtitles | بطل كريبتوني حقيقي |
| Buna sadece bir Kryptonlu binebiliyor. | Open Subtitles | يمكنها ان تحمل كريبتوني واحد |
| Bir Kryptonlu'yu arıyoruz. | Open Subtitles | "نبحث عن "كريبتوني |
| O bir Kryptonlu. | Open Subtitles | إنّه كريبتوني. |
| Bende anılarımı bana karşı kullanan ilk Krypton'lu olmadığını söylerim. | Open Subtitles | سأقول بأنك لست أول كريبتوني استخدم تلك الذكريات ضدي |
| Neden bana dünyada başka bir Krypton'lu olduğunu söylemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تخبرني بأن هناك كريبتوني آخر على الأرض ؟ |
| İkimizde biliyoruz ki başkalarına güvenme riskini bir Krypton'lu asla almaz. | Open Subtitles | كلانا يعرف أن الثقة بالآخرين تعد مخاطرة لا يرغب بخوضها أي كريبتوني آخر |
| Kal-El'ken aynı sesi duydum beni Kripton sembollü bir taşa götürdü. | Open Subtitles | عندما كنت كال إل سمعت الصوت نفسه وأوصلني إلى تحفه يدويه عليها رمز كريبتوني |