| Biraz dolaştım, turistleri, turist gibi davranışlarını izledim. | Open Subtitles | اننى هنا اتصرف كالسياح وأسير كسائح, |
| Uyumuyorum, belki seninle gelirim bir turist gibi. | Open Subtitles | أنا لم أنم يمكنني التجول معك كسائح |
| Hayır değil... o küstah bir turist gibi bakınıyordu. | Open Subtitles | لا, لأنه.. لأنه كان يبدو كسائح |
| Bir turist olarak, görev çağrısı olmadan üstün hizmet veren eski piyade, - | Open Subtitles | لأنه تخطى حدود نداء الواجب كسائح وحتى كجندي من البحرية |
| Yani, turist olarak bir bebek arabasını sonsuza kadar itelemek istemiyorsan teslim olmak tek seçeneğin. | Open Subtitles | أقصد، إلاّ إن كنت ترغب التجوّل كسائح في الأرجاء لأجل غير مسمّى تسليم نفسك هو خيارك الوحيد |
| Sanki Bir turist, beyefendi. Ama burada kalıyor. | Open Subtitles | إنه يتصرف كسائح متجه لمكان ما، إلا إنه باق |
| Adam salak turistlere benziyordu. | Open Subtitles | الرجل يبدو , كسائح غبي |
| Amerikalı turist gibi konuşmuyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تتحدث كسائح أمريكى |
| "turist gibi davranmayın" deyen kitapları bilmez misin? | Open Subtitles | ليس من المفترض أن أتصرف كسائح |
| Bana turist gibi davran. | Open Subtitles | أرجوا معاملتى كسائح |
| Rusya'da turist olarak bulundum. | Open Subtitles | كنت في روسيا كسائح |
| Vavin Caddesi'nde turist olarak içmek bile. | Open Subtitles | حتى مشروب فى (ريو فافين) كسائح |
| Hem de bir turist olarak. | Open Subtitles | ... كسائح |
| Guatemalalı turistlere benzemişsin. | Open Subtitles | تبدو كسائح غواتيمالي |