| Evet, muhtemelen yanlış bir yere koydu, ya da arazide bir yerde kırdı. | Open Subtitles | كلا ربما بدله بالخطأ أو كسره في الميدان |
| Kurşun izleri, bıçak yaraları ne de kırılmış parmak izleri hiçbiri yok. | Open Subtitles | لا جروح طلقات نارية أو سكين و لا اصبع مثني بسبب كسره |
| Polis memurları kapıyı kırmak zorunda kalmışlar. | Open Subtitles | الباب كان مغلقاً اضطرت الشرطة إلى كسره للدخول |
| Birisinin önceden kırdığı o büyük burun, kaşlarının üstündeki yara izleri tamamıyla onu önceden güçlendirdiğini gösterir, bu onu diğerlerinden üstün yapar. | Open Subtitles | ذلك الأنف الكبير الذي كسره أحدهم في وقت ما، وندبات فوق الحواجب كل هذا يظهر انه فرض أو حاول فرض، إرادته على الآخرين |
| Evet ve daha önemlisi içeriden kırmış gibi gözüküyor. | Open Subtitles | أجل، وراكل الباب يبدو أنّه كسره من الداخلِ. |
| İlk mühür kırıldı. | Open Subtitles | الختم الاول تم كسره |
| Onu kırmayı göze alamam. | Open Subtitles | لا ارغب في كسره |
| Kılıca dikkat et. Sadece kılıcı taşıyan onu Kırabilir. | Open Subtitles | اهتم بالسيف، فقط حامل السيف هو الذي يستطيع كسره |
| Bileğini Poconos'taki ilk kayak gezimizde kırdı. | Open Subtitles | هو كسره في أول رحلة لنا معاً، التزلج على الجليد في "بوكنوس". |
| Hangi salak kırdı bu kapıyı, Meksikalı adam mı? | Open Subtitles | من هو الغبي الذي كسره ذاك المكسيكي |
| Saat iyi ama bağlantı kolu kırılmış. | Open Subtitles | ان المنبه بحاله جيده ولكن ذراع الوصله تم كسره |
| Tony'nin sol kol kemiği kavgada kırılmış. | Open Subtitles | المرفق الأيسر لطوني تم كسره خلال هذه المشاجرة |
| Eğer servis kapağını düşünüyorsan onu dışarıdan sürgülüyorlar o yüzden kırmak zorundasın. | Open Subtitles | إذا كنت تفكر فى فتح باب الطوارئ فهو مغلق من الخارج، وسيجب عليك كسره |
| Yani, onu kırmak veya ona zarar vermek istersen, hemen bir kurcalama sinyali gönderilecek. | Open Subtitles | لذا إذا حاولتِ كسره أو حاولتِ إلحاق الضرر به سيتم إرسال رسالة على الفور |
| Bilirsin işte, kırdığı, ısırdığı ya da çişini yaptığı her şeyin yerine yenisini koyabilirsin. | Open Subtitles | كما تعرف,يمكنك تغيير اي شئ كسره او مضغه او تبول عليه |
| ve bana Earl'ün bugün ona gidip, 15 yıl önce... kırdığı camın parasını ödediğini söyledi. Gerçekten mi? | Open Subtitles | لقد قال لي بأن إيرل دفع حق الزجاج الذي كسره من 15 عام مضى |
| 3 aptal anahtarını unutmuş, dördüncüsü kırmış. | Open Subtitles | بلهاء نسوا مفاتيحهم , والرابع كسره 3 |
| Ama ikinci mühür kırıldı. | Open Subtitles | ولكن الختم الثانى قد تم كسره |
| Ama sadece kendi elini kırmayı becerebilmiş. | Open Subtitles | فقط استطاعت كسره في يدها |
| Sadece kılıcı taşıyan kişi onu Kırabilir. | Open Subtitles | فقط حامل السيف يستطيع كسره |
| Onu kıran benim. | Open Subtitles | أنا الإنسان الذي كسره |
| Evet biliyorum. Kırmamız büyük talihsizlik. | Open Subtitles | نعم، نعم أعلم ذلك كسره يجلب الحظ السيء |
| Kardeşim,tek istediğim birşey bulup onu kırmaktı. | Open Subtitles | يا أخى ، كل ما أردت فعله كان البحث عن شىء و كسره |
| İçinde ne olduğunu bilmediğimiz için kıramayız da. | Open Subtitles | وطالما لا نعلم ماذا بالدخال، فلا يمكننا كسره. |
| Uğraşsanız bile kıramazsınız. | Open Subtitles | -لن نتمكن من كسره ... |