| Bence buna ihtiyacımız var, Jade. Bence ailecek vakit geçirmeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أعتقد بأننا نحتاج للوقت لنعود معاً كعائلة |
| Bu ilk defa ailecek yaptığımız birşey olur. | Open Subtitles | لقد مر وقتاً طويلاً على آخر مرة فعلنا فيها شيئاً سوياً كعائلة |
| ailece birlikte bir şeyler yaptığımız zaman çok hoş oluyor. | Open Subtitles | من الجميل أن نفعل هذه الأشياء مع بعض كعائلة واحدة |
| ailece birbirimize destek olmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول أن نتماسك بشدة مع بعضنا البعض كعائلة |
| Hayır, vardı. Sadece böyle gerçek bir aile gibi oturmadık. | Open Subtitles | كان يكفى و لكننا لم نجلس معاً كعائلة هكذا أبداً |
| Artık ailecek yaptığımız tek aktivite bu. | Open Subtitles | إنّه تقريباً الشيء الوحيد الذي نقوم به كعائلة بعد الآن |
| Bunun üstesinden ailecek gelebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نجعل الأمور تسير بشكل جيد كعائلة واحدة. |
| Ancak bu akşam ailecek bir şeyler yapmak için ısrar ediyorum. | Open Subtitles | لكنني مصرة على فعل شيء كعائلة هذه الليلة |
| Hey, geri gelin! Yatışıyorum! ailecek eğlenmeye gideceğiz! | Open Subtitles | ،عودوا إلى هنا ، سأهدأ سنقضي وقتاً ممتعاً كعائلة |
| Butun zulum ve engellere ragmen onurlu ve gururlu bir sekilde ailecek bu isin ustesinden gelecegiz. | Open Subtitles | سنتخطّى هذا الأمر كعائلة كريمة، فخورة، بالرغم من كلّ الإضطّهاد والظلم |
| Çünkü annem görüşmeye gidebileceğimizi söyledi bilirsin, ailece. | Open Subtitles | لآن أمي قالت أنه يمكننا زيارته كما تعرف كعائلة |
| Bu tam da arzu ettiğim şeydi, günü ailece birlikte geçirmek. | Open Subtitles | هذابالضبطكماتمنيته، قضاء الوقت سوياً كعائلة |
| Böylece futboldan ailece keyif alırız. | Open Subtitles | هكذا نستطيع جميعاً أن نستمتع بكرة القدم كعائلة |
| ailece, hep beraber yemek yiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تجلسون هنا بالجوار و تأكلون العشاء كعائلة |
| Bebi bir aile olarak kabul et yada etme, senin için buradayım. | Open Subtitles | وعما إذا كنت تقبلى بى كعائلة او لا، أنا هنا من أجلك |
| Bu koroya karşı bir yakınlık hissediyorum - neredeyse bir aile gibi. | TED | اشعر بالقرب من هذه الجوقة تقريبا كعائلة |
| Bu kardeşçe bağ onları bir aile gibi yapıyor. | TED | ترابط الأخ أو الأخت الذي يجعلهم كعائلة. |
| Çok teşekkürler. Bu adam sanki aileden. | Open Subtitles | شكرا جزيلا لك , هذا الرجل كعائلة بالنسبة لي |
| - Çok şeker. Seni ve anneni ailem olarak görmek beni memnun ediyor. | Open Subtitles | . لا تعرف كم من القدر يعني إعتبارك أنت و أمك كعائلة |
| Hepimiz bu dizilere çalışacak ve gerçek bir insan ailesi gibi davranmayı öğreneceğiz. | Open Subtitles | سوف نستذكر جميعا هذه العروض ونتعلم ان تتصرف كعائلة اداميه حقيقيه |
| Bu aileye sadece bir maaş giriyor iki maaş giriyor gibi yaşamayı bırakmalıyız. | Open Subtitles | هذه عائلة ذات دخل واحد ولن نستطيع أبدا أن نعيش كعائلة ذات دخلين |
| Biz bir aileyiz ve Christian için bunu yapmayacaksan eğer... | Open Subtitles | نحن دوماً وقفنا معاً كعائلة و إن لم تفعل هذا من أجل كريستن |
| Tıpkı büyük bir aile gibiyiz. | Open Subtitles | يبدو الأمر بأنّنا جميعاً ... نبدو كعائلة كبيرة |