"كقطعة من" - Translation from Arabic to Turkish

• bir parça
• parçası gibi
• parçasıymış gibi

Cennetten bir parça yaşadım, gerçekten, ama şimdi eve gitmeliyim.
مضاجعتك كانت كقطعة من الجنة لكن بجدية, يجب أن أعود ألى المنزل الأن.

- O taş mı? - Metal bir parça gibi.
هل يحمل حجراً في يده - تبدو كقطعة من الحديد -

Kılıcım, seninkine bakınca hurda parçası gibi sanki.
سيفك افضل من سيفي سيفي يبدو كقطعة من الحديد من أين لك مثل هذا السيف

Size söyleyeyim, aşağılanmaktan ve et parçası gibi davranılmaktan bıktım.
لأنه يجب أن أخبرك بدأت أمقت الإذلال و التعامل معي كقطعة من اللحم

Birbirimize sadece bir et parçasıymış gibi davranmamız.
تعلم، جميعنا نعامل بعضنا كقطعة من اللحم.

- Benim için, bu cennetten bir parça.
حسناً, بالنسبة لي إنه كقطعة من الجنة

bir parça peynir, cennetten bir parça diyorum.
قطعة جُبنة كقطعة من الجنة، أعتقد ذلك.

Bu kek ... baş aşağı bir parça kek bulunuyor .
إنه سهل كقطعة من كعكة, كعكة مقلوبة

Liderimizin adı da nihayetinde bir parça peynire verilecek.
و سينهي الحال بالفوهور كقطعة من الجبن!

Tıpkı cennetten bir parça gibi. Bay Silver.
أنها كقطعة من الجنة، سيد (سيلفر).

Ne yapacaktım ya, meyve parçası gibi çürümene izin mi verecektim burda?
ماذا كنت سأفعل؟ أجعلك تتعفني هنا كقطعة من الفاكهة؟

Bir odun parçası gibi görünmeli.
ويجب أن تبدو كقطعة من الخشب

- ...bir bavul parçası gibi davranıyor." - "Bavul parçası" mı?
-ولكن عاملته كقطعة من المتاع -متاع ؟

Evet ama o çek Theo'nun bir parçası gibi.
نعم، ولكن الشيك يبدو كقطعة من "ثيو".

- Ona bir et parçasıymış gibi davranıyorlar.
-إنّهن تعاملنه كقطعة من اللحم