| Piskopos peşlerindeydi, bir saat mesafeden onları takip ediyordu, tıpkı bir tazı gibi. | Open Subtitles | تعقبهما الأسقف، وهو يشعر بالغيرة الشديدة، وهو دءوب للغاية أكثر من كلب صيد ٍ |
| Bir köpek gibi, bir tazı gibi kokluyorsunuz onu! | Open Subtitles | وتطارد رجل, وتجعلة يهرول كالكلب ,أو كلب صيد. |
| Sonra onu yakaladığında, büyük bir tazı uluması salıver! | Open Subtitles | ثمّ عندما تحصره أطلق أكبر نباح من كلب صيد! |
| Ben eski Badalandabad damarı taşımıyorum ve av köpeği değilim. | Open Subtitles | لست يثلم بادلندأباد الكبير السن ولست كلب كلب صيد. |
| Galiba hepimizin hamurunda av köpeği yok. | Open Subtitles | حسنا، أحزر بأنّنا لسنا كلّ القطع خارج لكي يكون كلاب كلب صيد. |
| O bir av köpeğidir. | Open Subtitles | انه كلب صيد |
| Sonradan, ikimizin de çocuk doktoru olduğu ikimizin de Golden Retriever cinsi köpek beslediği. ve doğum günlerimizin bir gün arayla olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | اتضح أن كلانا طبيب أطفال و كلانا لديه كلب صيد ذهبي و أحدنا ولد قبل الآخر بيوم واحد |
| Hey, üniversitede bir kız vardı, golden retrieverı vardı... | Open Subtitles | كان هناك فتاة في الجامعة, كانت تمتلك كلب صيد |
| O burnuyla tazı gibi etrafı kokluyor. | Open Subtitles | مع ذاك الأنف اصبح كأنه كلب صيد |
| Bu yüzden babamız bize ihtiyar bir tazı aldı. | Open Subtitles | لذا جلب لنا والدنا كلب صيد كبير بالسن. |
| Sincapları korkutmak için bir tazı olabilir. | Open Subtitles | ربما كلب صيد لإخافة الزواحف. |
| tazı yakalamış. | Open Subtitles | لقد عضه كلب صيد. |
| Arapça bu. "tazı" değil... | Open Subtitles | في العربية، هو ليس" كلب صيد" |
| Hayatında hiç tazı görmedin öyle değil mi Bill? | Open Subtitles | لمَ ترَ كلب صيد من قبل، صحيح يا (بيل)؟ |
| Lanet olası bir tazı mı? | Open Subtitles | كلب صيد لعين؟ |
| Hayır Odie av köpeği değil. Evet eminim. | Open Subtitles | كلا، أودي ليس كلب صيد نعم أنا متأكد |
| Senin dışında bir av köpeği henüz yetiştiremedik. | Open Subtitles | نحن سنجعل منك كلب صيد. هنا،هنا. |
| Bu apartmanda b17 numarada bir av köpeği ve bitkileri ile yaşıyormuş | Open Subtitles | عاشت هنا في الشقّة b 17 مع a كلب صيد وبعض النباتات المنزلية. |
| Köyden gelme Bumpus ailesinin en azından 785 tane, pis kokan av köpeği vardı. | Open Subtitles | جيراننا الرجعيون آل (بامبس)، لديهم ما لا يقل عن 785 كلب صيد ذو رائحة كريهة |
| O bir av köpeğidir. | Open Subtitles | إنه كلب صيد |
| Golden Retriever, mavi naylon tasmalı. | Open Subtitles | كلب صيد ذهبي ذو سوار نيلون أزرق؟ |
| Hey, üniversitede bir kız vardı, golden retrieverı vardı... | Open Subtitles | كان هناك فتاة في الجامعة, كانت تمتلك كلب صيد |