| Başlamadan önce, bana söz ver, Kel Mar Tokeem uygulamayacaksın. | Open Subtitles | قبل ان نتابع اعطنى كلمتك بأنك لن ترتكب اى حماقه |
| Konuşurken ateş etmeyeceğinize söz verir misiniz? | Open Subtitles | أتعطينى كلمتك ألا تطلق النار بينما نتحدث |
| Belirttiğin bu şartları yerine getireceğine söz veriyor musun? | Open Subtitles | بالنسبة لتلك الشروط التى ذكرتها هل أعتمد على كلمتك ؟ |
| Biliyorum, ama eğer o doğruyu anlatmazsa sadece senin sözün olacak kalacak. | Open Subtitles | أعلم, لكن إن لم تقُلِ الحقيقة ستكون كلمتك على كلم المدعي العام |
| Senin Sözünün ne kadar güvenilir olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعرف قيمة كلمتك. أنظري، المهم هنا أنه موضوع |
| Bana karşı tanıklık edersen senin sözüne karşılık benimki olur ve ben kazanırım. | Open Subtitles | إذا وقفت ضدي فى هذا، فستكون كلمتك ضد كلمتى، وسأربح انا |
| Earl Hickey, kelimen "diz." | Open Subtitles | ايرل هيكي كلمتك هي ركبة |
| Sadece kalan köylerde korunacaktır kelime. | Open Subtitles | فقط إن أعطيتني كلمتك أنكم ستحمون باقي القرويون |
| Avlama sahalarını koruyabileceklerine dair söz verdin onlara. | Open Subtitles | لقد كـانت كلمتك التي أخبرتهم بهـا بأنّهم يبقون على أراضي صيدهم |
| Charlene'le olan bağımın onu buraya getirmemden sonra kesilmeyeceğine dair söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | كلمتك بإدخالي مع الطفلة تشارلي سوف لن تنتهي عندما أجلبها إلى هنا |
| Bu mermi benim As.İz.den ve senin polisten alınana uyuyorsa, önce bana danışmaya söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | لوتطابق هذا مع المقذوفات التى استخرجت من فتاه الشرطه العسكريه خاصتى و رجل الشرطه خاصتك فانا اريد كلمتك بانك ستتعاون معى |
| Testin adil olacağına dair söz veriyor musun? | Open Subtitles | هل تعطيني كلمتك وتقول ان هذا الاختبار سيكون عادلا؟ |
| Ya siz Witzland, adamlarınız adına işbirliği yapacağınıza söz verir misiniz? | Open Subtitles | فيتزلاند، أعطينى كلمتك كضابط ألمانى بأنك موافق |
| Rusya'da hırsız veya kaçak olabilirsiniz ama verdiğiniz söz her şeyin üzerindedir. | Open Subtitles | ولكن كلمتك لها قيمة أكبر من أي رسالة عليها ختم ملكي |
| Bizim Toyota'mız var, dolayısıyla bizimkine karşılık senin sözün bir işe yaramaz. | Open Subtitles | أراهن بسيارتي الكامري أن كلمتك التي ضد كلمتنا لن توصلك بعيداً |
| Sözünün eri misindir? | Open Subtitles | هل أنت رجل عند كلمتك ؟ لم تعد تعش هنا بعد الآن |
| Silahımı aldın! Senin sözüne karşılık benim sözüm. Pek değil. | Open Subtitles | . لقد أخذت مسدسي لقد كانت كلمتك ضد كلمتي ليس بالضرورة |
| Earl Hickey, kelimen "bilgi." | Open Subtitles | ايرل هيكي، كلمتك هي معرفة |
| Pekâlâ, söyleyeceğiniz kelime bir öncekinin son harfiyle başlamalı. | Open Subtitles | اذن, كلمتك يجب ان تبدأ بأخر حرف من الكلمة التي تسبقها. |
| Verdigin Sözlerin zerre degeri olmadigini düsünürsek baska? | Open Subtitles | بإهمال حقيقة أن كلمتك ،لا تساوي ثدي سلحفاة ماذا أيضاً؟ |
| ...Sözünden dönmeni engelleyip beni öldürmeyeceğine dair hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يضمن أنك لن تتراجع عن كلمتك وتقتلني على أي حال |
| Ruhu muhafaza et. Mesafeni koru.Sözünü tut. | Open Subtitles | وابقى كائنا روحيا واحتفظ ببعدك، وحافظ على كلمتك |
| Seni, annemin hasta olduğunu bil diye aradım. | Open Subtitles | انا بس كلمتك لانك مره بعيدة انا توقعت انك بتحبين تعرفين اذا كانت امنا مريضه |
| Size anahtarı vermeye ve çocuğa zarar gelmeyeceğine dair sözünüze güvenmeye hazırım. | Open Subtitles | أنا مُستعد لأعطيك المفتاح، وأضمن كلمتك بأن الفتى لن يصيبه أي مكروه. |
| Güzel sözleriniz için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | ارغب حقاً في أن أشكرك على كلمتك هذا الصباح |
| Şey, ben "yanılmış" diyecektim ama senin kelimeni de kullanabiliriz. | Open Subtitles | بقد اردت ان اقول مخطئة ولكن يمكننا استحدام كلمتك نعم ... |
| Baba, konuşmanı yapman lazım. | Open Subtitles | أبي عليك إلقاء كلمتك روبيرت، أخرج إلى هنا |
| Koğuşta yönetmelikçe yasaklanmış hiçbir şey bulunmadığına dair bana şeref sözü verin. | Open Subtitles | أعطنى كلمتك بأنه لا يوجد شئ هنا ضد التعليمات |