"كل أشكال" - Translation from Arabic to Turkish

    • her türlü
        
    • üzerindeki tüm
        
    Google bu ortama daldı ve liderliği üstlenerek yeni bir strateji geliştirdi ve her türlü içerik ticarileştirilmeye başlandı. TED ثم ملأت غوغل هذا الفراغ، وتولّت قيادة الأمور ونفّذت الاستراتيجية بحيث حولّ كل أشكال المحتوى إلى سلعة بشكل نظامي.
    Esasında her türlü bilişim teknolojisinin iki katından daha fazlasını sevk ediyoruz. TED نحن نشحن أكثر من ضعف الكمية من كل أشكال تقنية المعلومات
    Fransız kızların her türlü numarayı bildiği söylenir. Open Subtitles يقولون بأن الفتيات الفرنسيات يعلمن كل أشكال العهر
    Bu noktada, Dünya tanınmayacak yuvarlak bir kaya parçasına dönüşecek ve üzerindeki tüm yaşam yok olacaktır. Open Subtitles في هذه المرحلة , ستكون الأرض عبارة عن كرة مشوهة من الصخر المذاب وتكون كل أشكال الحياة قد إنقرضت منذ زمن طويل
    Dünya üzerindeki tüm canlıların imhasına şimdi başlanacak. Open Subtitles إبادة كل أشكال الحياة ستبدأ
    Bu yasa yalnızca ceset hırsızlarını ortadan kaldırmayı hedeflemiyor ayrıca cerrahlar tarafından yapılmamış her türlü ilacın ve Lord Harvey'nin yaptığı gibi yararlı hayırsever çalışmaların yasadışı olmasını sağlıyor. Open Subtitles ذلك الفعل لا يسعى فقط للحلول مكان سارقي الجثث لكنه سيحظر أيضاً كل أشكال الطب
    Tek görebileceğin pis hippiler, okumak istemeyen öğrenciler travestiler, uyuşturucu bağımlıları ve her türlü ayak takımı. Open Subtitles كل هؤلاء طلاب"هيبييز"قذرين، لا يريدون حتي أن يتعلموا، مخنثّين ،ومدمنين كل أشكال القمامات.
    Evrensel sevgiyi düşleyen fakirliği ve diğer her türlü eşitsizliği bitirmeyi isteyen hükümetlerin halk için varolduğunu düşünen ilk kişiydi. Open Subtitles ليناقش الملوك في الإبتعاد عن الحرب كان أحد الأوائل الذين حلموا بالحب العالمي و نهاية للفقر و كل أشكال عدم المساواة الأُخرى
    her türlü korku ve acının üstesinden geliriz. Open Subtitles سوف ننتزع كل أشكال الخوف والمعاناة
    - Bu. her türlü kinetik enerjiyi emiyor. Open Subtitles تمتص كل أشكال الطاقة الحركية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more