| Her perşembe giderim fakat koro şefini arayıp kontrol edebilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً, أنا أذهب كل خميس لكن بإمكانك التأكد من قائد الجوقة بنفسك |
| Ve Her perşembe saat 16:00'da Country Club'e gidiyor. | Open Subtitles | و كل خميس الساعة الرابعة , تذهب إلى نادي البلد |
| Her perşembe şu yokolma tehlikesi olan deniz levreklerinden yiyoruz. | Open Subtitles | كل خميس نأكل القاروس رغم أنه مهدد بالإنقراض |
| Baban da Her perşembe ondan sipariş eder. | Open Subtitles | والدك ما زال يتناولـه , كل خميس أشكرك , سوف يكون هذا مذهلاً |
| Her perşembe, aksi üvey babasıyla ve osuruk sesini öksürerek bastırabildiğini zanneden üvey erkek kardeşiyle beraber kahve içmek zorundaymış. | Open Subtitles | اعتادت على شرب القهوة كل خميس مع أبيها الغاضب وأخوها , الذي يسعل لأنه |
| Tesellimi Her perşembe gecesi küçük bir sinemaya gitmekte buldum. | Open Subtitles | وجدت السينما شىء مُسلّى من أجلى كنت أذهب إليها مساء كل خميس |
| Ve öleceğim güne kadar Her perşembe saat 1:00'de de gelmeye devam edeceğim. | Open Subtitles | وساتي لهنا كل خميس في الساعة الواحدة ظهراً حتى يوم مماتي |
| Dostum, Her perşembe, çalışma grubundan sonra bara gittim. | Open Subtitles | ياصاح، لقد ذهبت للحانة كل خميس بعد الدراسة، حسنا؟ |
| İzin gününde Her perşembe dörtlü takım maçı yapıyormuş. | Open Subtitles | لديه لعبة رباعية دائمة كل خميس في يوم عطلته |
| New York'a ilk geldiğimde Her perşembe akşamı oraya giderdim. | Open Subtitles | عندما اتيت الى نيويورك اعتدت على الذهاب الى هناك كل خميس |
| Sevkiyat Her perşembe 57 treni ile geliyor. | Open Subtitles | البضائع تنزل كل خميس على متن القطار 75. |
| Her perşembe, balık Pudge'a fıstık ezmeli sandviç götürürüm. | Open Subtitles | كل خميس آخذ شطيرة زبد الفول للسمكة بدج |
| Her perşembe yaptığı gibi, dün erken saatte parayı alıp, Kral'a vermesi gerekiyormuş ama bu sefer, kahrolası herif bizi biraz tırtıklayıp kimse "Bööö," demeden, parayı yine Kral'a götürecekmiş. | Open Subtitles | كان من المفروض ان يأخذ ذلك المال ويعطيه للملك وفي وقت ما البارحة كما كان يقعل كل خميس حتى ذلك الوقت ، ماذا كان يظن ذلك الرجل نفس فاعلا |
| Dün erken saatlerde, Her perşembe yaptığı gibi o paryı King'e teslim etmesi gerekiyormuş ama bu kez, geri zakalı herif kimse "böö" demeden bizden birşeyler kopartıp parayı yine de Kral'a götürebileceğini sanmış. | Open Subtitles | كان من المفروض ان يأخذ ذلك المال ويعطيه للملك وفي وقت ما البارحة كما كان يقعل كل خميس حتى ذلك الوقت ، ماذا كان يظن ذلك الرجل نفس فاعلا |
| Doktor Dans'ta... Her perşembe açık dans partisi var. | Open Subtitles | دكنور دانس يقيم حفلة رقص كل خميس |
| Elbette. Her perşembe akşamı yayınlanıyor, nasıl kaçırırım ki? | Open Subtitles | بالطبع، إنه ليلة كل خميس كيف أفوته؟ |
| Elbette. Her perşembe akşamı yayınlanıyor, nasıl kaçırırım ki? | Open Subtitles | بالطبع، إنه ليلة كل خميس كيف أفوته؟ |
| ''her Salı ve Perşembe günü bir arkadaşımla 20 dakika konuşma pratiği yapacağım. | TED | "سأمارس مهارة التحدث كل خميس وثلاثاء مع صديق لمدة 20 دقيقة. |
| Gelir yani... Perşembeleri yemek yeriz. | Open Subtitles | تعلمين انها تأتين نحن نتغدى معاً كل خميس |
| Perşembe günü boşum, rezervasyon yaptırmak istersen. | Open Subtitles | انا ادقق جدول اعمالي كل خميس هو عملي من الصدقه هذا الاسبوع |
| Resmi danışma saatleri, iki haftada bir Perşembe günleri, saat 8 ile 17 arasında. | Open Subtitles | موعد الاستشارات الرسمية من الساعة الثامنة حتى الخامسة كل خميس. |