| Ucuz koltuklarda oturuyorduk. Tek bildiğim arkadaşının olmadığı ve çok yalnız göründüğüydü. | Open Subtitles | كل ما أعرف أنها بدت لى وحيدة و ليس لها أصدقاء على الاٍطلاق |
| Tek bildiğim, üstünde dinleme cihazı olan birini bana yolladığı. | Open Subtitles | كل ما أعرف أنه أرسل شخص ليتحدث الي مرتديا جهاز تنصت |
| Bak, Tek bildiğim, bir problemin varsa bir profesyonel çağırırsın! | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو التالي : إذا كانت لديك مشكلة ، تتصل بشخص محترف كل ما أعرف هو التالي : |
| Bay Hammond, üzgünüm, bildiğim her şeyi anlattım efendim. | Open Subtitles | سيدي هامون .. أنا آسف لقد أخبرتك كل ما أعرف سيدي |
| Güneyde tüm bu ilim kaybolmuş durumda lakin bildiğim her şeyi sana öğretebilirim. | Open Subtitles | لقد ضاعت كل المعارف في الجنوب لكن بإمكاني تلقينك كل ما أعرف |
| Bildiğim tek şey, iyi ve kötü adamların olduğu ve bugün, kötü olanları mezara yolladınız. | Open Subtitles | كل ما أعرف أن هناك أناساً خيِّرين و آخرين أشرار و هذا اليوم قد تغلب عناصرك على الأشرار و طرحوهم أرضاً |
| Bütün bildiğim bu bina, zengin ve kaçık birine aitti. | Open Subtitles | كل ما أعرف أن هذا المبنى لعجوز ثري غريب الأطوار |
| Bak, dostum. Bildiğimin hepsi bu. | Open Subtitles | اسمع يا رجل ، هذا كل ما أعرف |
| Bildiğim her şey eskide kaldı. | Open Subtitles | كل ما أعرف أن كلهم ميتون |
| Tek bildiğim, en yakın dostlarımla birlikte burada olduğum. | Open Subtitles | كل ما أعرف أنِ هنا مع أعز أصدقائى فى العالم كله |
| Harflerle ilgili Tek bildiğim mendilleri incelerken gördüklerimden ibaretti. | Open Subtitles | كل ما أعرف هو رسائل كانت تلتقط بواسطة الأفاعي |
| Tek bildiğim,hiç bu kadar kötü hissetmemiştim. | Open Subtitles | كل ما أعرف هو أنني في أسوأ حالاتي و يجب أن أتصرف |
| Bak, dostum. Tek bildiğim göğün mora döndüğü. | Open Subtitles | اسمع يا رجل كل ما أعرف هو أن السماء أصبحت أرجوانية |
| Tek bildiğim bu. Ama acele etseniz iyi olur, bir yerde uzun süre kalmıyor. | Open Subtitles | هذا كل ما أعرف ,من الأفضل أن تسرع فهي لا تبقى كثيراً في أي مكان |
| Tek bildiğim her zaman çağrılara ilk cevap veren olduğu. Anladın mı? | Open Subtitles | كل ما أعرف أنه أول من يعبر من خلال الباب في كل مرة، تمام؟ |
| Lütfen, size bildiğim her şeyi anlattım. | Open Subtitles | من فضلك، لقد أخبرتك كل ما أعرف |
| bildiğim her şeyi rahibe anlattım zaten. | Open Subtitles | لا لقد قلت كل ما أعرف ! للكاهن بضعف هذا المبلغ |
| Bildiğim tek şey, küçük bir burun oynatma ile... | Open Subtitles | كل ما أعرف أنه بحركة واحدة فقط |
| Bildiğim tek şey, Samantha Darrin'e işinde yardım ediyor... ama Jeannie, Binbaşı Nelson için ne yapıyor? | Open Subtitles | كل ما أعرف أن (سمانتا) ساعدت (دارين) في العمل و مادا فعلت (جيني) لــ (ميجر نلسن) ؟ |
| Seni ve kardeşini doğurduğumu hatırlıyorum ama doğumlar hakkında Bütün bildiğim çok can yaktıkları. | Open Subtitles | أتذكر ميلادكِ .وأختكِلكن. كل ما أعرف أنها كانت مؤلمة. |
| Bak, dostum. Bildiğimin hepsi bu. | Open Subtitles | اسمع يا رجل ، هذا كل ما أعرف |
| Bildiğim her şey sizin yetki alanınızın dışında kalıyor. | Open Subtitles | كل ما أعرف هو خارج حقل سلطتك |