| Hepsini de bir güzel dövmeye başladım. Tokatlıyor, sağa sola atıyordum. | Open Subtitles | لقد قمت بمعالجة كل منهم ونشرتهم فى كل مكان |
| İyi zamanlar, Kötü zamanlar, Hepsini burda yaşadık. | Open Subtitles | جيدة الأوقات ، أوقات عصيبة ، لقد عشنا كل منهم أكثر من هنا. |
| Bir şey yapmaya çalışırsan, Hepsini öldürtürüm. | Open Subtitles | لذا، إذا كنت تحاول أي شيء سوف يكون كل منهم قتلوا |
| Ve Hepsi de Gibbons ve Stone'un emrinde hizmet etti. | Open Subtitles | أجل ، فهمت كل منهم خدموا مع غيوبنز و ستون |
| Düşünürler ve filozoflar, Hepsi de aynı şeyi söylüyor: | Open Subtitles | المفكرين والفلاسفة كل منهم يقول نفس الشيء بالضبط |
| Ama oğluna ihtiyacım var, Hepsine ihtiyacım var. | Open Subtitles | ولكني في حاجة له. أنا في حاجة إلى كل منهم. |
| her birinin yer yer demokrasiyi başkalarının da ilişkilendirilebilir bulması için bulduğu ayırt edici özelliği var. | TED | لدى كل منهم طريقة متميزة ذات جذور محلية لجعل الإيمان بالديمقراطية مرتبطًا بالآخرين. |
| Anlaşılan İngilizcede bir sürü kelime varmış ve Bonnie Hepsini biliyormuş. | Open Subtitles | ويبدو أن هناك الكثير من الكلمات في اللغة الإنجليزية، وبوني يعرف فقط عن كل منهم. |
| Hepsini cesedi görmesi için tek tek çağırdınız mı? | Open Subtitles | هل سألت كل منهم أن يأتي إلى هنا لرؤية جثته؟ |
| O kadar çok isim var ki, Hepsini saymaya ömrüm yetmez. | Open Subtitles | أسماء كثيرة لذلك، وأود أن يموت قبل أن أذهب من خلال كل منهم. |
| Hepsini hatırlamak için bir kod cümle oluşturdum. | Open Subtitles | صعدت مع متعة متعلق بالذاكرة الجهاز تذكر كل منهم. |
| Dinle, Şimdi gidip Hepsini öldüreyim mi? | Open Subtitles | الاستماع، وانا ذاهب لقتل كل منهم. وأن تفعل؟ |
| Vay canına. Ben bile Hepsini okumamışımdır. | Open Subtitles | نجاح باهر، وأنا لا أعتقد أن لقد قرأت كل منهم. |
| Ondan sonra, Hepsi birbirini sabotajcı olmakla suçlamaya başladı ve iş çığrından çıktı. | Open Subtitles | بعد هذا كل منهم أتهم الآخر بتخريب المعاهده وأزدادت حدة الأمور بينهم |
| Tabi ki,Hepsi daha ilk çalıştan sonra birşeylerin yolunda gitmediğini anlamıştı. | Open Subtitles | بالطبع كل منهم كانوا يعرفون أن هناك مكروه من الرنة الأولى مرحباً؟ |
| Hepsi kocamın cenazesindeydi ve hepside aynı şeyi düşünüyordu. | Open Subtitles | و كل منهم كان يجلس في حفل تخليد ذكراه و كل منهم يفكر في الشيء نفسه |
| Beni onlardan sorumlu yapın, Hepsine ne kadar kötü davrandığımı görün. | Open Subtitles | وضعني المسؤول عنهم، انظر كيف سيئة معاملة كل منهم. |
| her birinin içinde mermi olan çikolata parçacıklı bir düzine kurabiye. | Open Subtitles | أحتاج لعشرات من قطع الكعك مع رصاص في كل منهم |
| her biri mahkeme salonuna kendilerine özgü bakış açısı getiren 12 kişiler. | Open Subtitles | بل هم 12 فرداً يحضر كل منهم وجهة نظره الخاصة إلى المحكمة. |
| hepsinin bir kopyası var ve beğendiğinizi seçebilirsiniz. | Open Subtitles | لدي نسخة من كل منهم يمكننا اختيار المفضل لديك |
| Hepsinde de daha önce görülmemiş bir genetik işaretleyici buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت جينة وراثية فريدة من نوعها في كل منهم |
| Herkesi çıplak çalıştırıyor. | Open Subtitles | انه يجعل كل منهم بعقب العمل عاريا. |
| Herbiri bir parça alır mı , yoksa tek kişi mi sayılırlar? | Open Subtitles | هل كل منهم سيحصل على نصيب أم لهم كلهم نصيب واحد؟ |
| İkisi de ötekinin yeşil gözlü olduğunu görüyor ve tek bildikleri bu kişinin tek yeşil gözlü kişi olabileceği. | TED | كل منهم يرى سجيناً له عينين خضراوين وكل ما يعلمونه هو، بأنه قد يكون الوحيد |
| Ve diğer Üçü de 15'er yıl hapse mahkum edildiler. | Open Subtitles | والثلاثة الآخرون اخذ كل منهم 15 سنة |
| hepsiyle başettim. Her birini bir tarafa savurdum. | Open Subtitles | لقد قمت بمعالجة كل منهم ونشرتهم فى كل مكان |
| ve bu küçük adamlar sekizde bir nota ve her biri yarım tempoya eşit. | TED | وهؤلاء الصغار هم أثمان نغمة كل منهم يساوي نصف عدة. |
| İnsanların sayısı, tek tek ele almak için çok fazla, bir gaz gibi ele almak içinse çok azdır. | TED | فعدد الناس كبير ويحول دون تتبع كل منهم على حدة وهو صغير لذا لا يمكن معاملتهم مثل الغازات. |