İki adam, aynı senin Dediğin gibi adamı öldürmeye hazırlanıyorlardı. | Open Subtitles | لم تواجهني مشاكل البارحة، رجلان ينتظرون لقتل رجل، كما قلتَ |
Belki tüm ada macera, yolculuk, her şey senin Dediğin gibi, saniyenin milyarda biri kadar sürede gerçekleşti. | Open Subtitles | وربما كانت الجزيرة كلّها والمغامرة والرحلة، وما إلى ذلك حدث في النانو ثانية، كما قلتَ |
Hayır, senin Dediğin gibi oldu. Etrafı boşaltıyorlar. | Open Subtitles | كلا، لقد نجح الأمر، تماماً كما قلتَ إنهم يخلون المنطقة |
Çünkü ben, senin benimle gelmeni ve 2 sene önce Dediğin gibi o Jumper'ları tamir etmeni istiyorum. | Open Subtitles | لأنني أريد منك أن تأتي معي وتُصلح تلك القوافز كما قلتَ بأنّك ستفعل ذلك قبل عامين |
Söylediğin gibi, bebeklerle aram iyi. | Open Subtitles | كما قلتَ أنتَ.. أنا جيدٌ في العناية بالأطفال.. |
Dediğin gibi yanaştı çift taraflı oynamam için para teklif etti. | Open Subtitles | قصدتني كما قلتَ وعرضتْ عليّ مبلغاً ماليّاً لأغتابك |
Dediğin gibi yanaştı ve arkandan oynamam için para teklif etti. | Open Subtitles | قصدتني كما قلتَ وعرضتْ عليّ مبلغاً ماليّاً لأغتابك |
Vakada çalışıyorum baba, aynı Dediğin gibi. | Open Subtitles | أعمل بالقضية يا أبي , تماماً كما قلتَ لي |
Ben de öyle, ama Dediğin gibi, birbirimizi daha iyi tanımalıyız. | Open Subtitles | .. ولا أنا، ولكن كما قلتَ علينا أن نتعرف إلى بعضنا البعض أكثر |
Üçünde, senin de Dediğin gibi, beni öbür dünyaya yolladılar ya tek bir kurşunla, ya ipek bir çorapla ya da bir usturayla. | Open Subtitles | ،في ثلاثة منهم، كما قلتَ بخطابك قاموا بإرسالي إلى العالم الآخر بطرق شنيعة: بطلقة نظيفة، بجوارب حريرية بل وحتى بواسطة موسى حاد |
- Evet. Aynı Dediğin gibi, karbon fiberle takviye edilmiş. | Open Subtitles | إنّه معزّز بألياف فولاذيّة كما قلتَ |
Sucre, sen duvarı deliyordun, değil mi? Dediğin gibi, karbon fiberle takviye edilmiş. | Open Subtitles | إنّه معزّز بألياف فولاذيّة كما قلتَ |
- Evet Dediğin gibi çelik liflerle desteklenmiş. | Open Subtitles | إنّه معزّز بألياف فولاذيّة كما قلتَ |
- Evet. Dediğin gibi çelik liflerle desteklenmiş. | Open Subtitles | إنّه معزّز بألياف فولاذيّة كما قلتَ |
Dediğin gibi, Ben bu şirketin en iyi araştırmacısıyım. | Open Subtitles | كما قلتَ ، أنا أفضل باحثة في المؤسسة |
Dediğin gibi beni iyi yetiştirdin. | Open Subtitles | كما قلتَ أنت، لقد درّبتني أفضل من ذلك. |
Sonra senin de Dediğin gibi başka birinin sorunu olabilirim. | Open Subtitles | ... وبعد ذلك، كما قلتَ سأكون مشكلة شخصًا آخرًا |
Dediğin gibi ona ihtiyacımız var. | Open Subtitles | كما قلتَ .. نحن بحاجة إليه |
Her zaman Dediğin gibi, ben pek zeki değilim. | Open Subtitles | كما قلتَ لستُ لامعاً جداً |
Bana Söylediğin gibi yapman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تخطو الخطوة الأولى كما قلتَ لي. |
- Evet, ama dediğiniz gibi, bu mümkün. | Open Subtitles | نعم، ولكن كما قلتَ فإن الأمر محتمل |
Daha önce de söylediğiniz gibi Bay Hoover filmler insanlar içindir. | Open Subtitles | حسناً، كما قلتَ بالفعل، سيد. (هوفر)... الأفلام السينمائية صُنعت خصيصاً للشعب. |