"كما هو" - Translation from Arabic to Turkish

    • gibi
        
    • aynı
        
    • öyle
        
    • olduğu kadar
        
    • göre
        
    • bu şekilde
        
    • Yani
        
    • tıpkı
        
    Rockefeller Center örneğinde olduğu gibi, ki bu geçmiş bir döneme ait. TED كما هو في نموذج روكفيلر سنتر والذي نوعاً ما من عصر آخر
    Bir süredir dış kaynaklı Afrika imajları eskimiş olabilir. Afrika evrilmeye devam ediyor, tıpkı Afrika filmlerinin yaptığı gibi. TED إذ أنه ورغم كون صورتها الخارجية غير معاصرة، فأفريقيا لا تزال في تطور، كما هو الحال بالنسبة للأفلام الأفريقية.
    Bunun nedeni değişmeleridir ve değişimin, düzene karşı bir eğilimi vardır aynı bir oturma odasında ya da kitaplıkta olduğu gibi. TED وهذا لأنها تتغير . وللتغير طريقته في كسر القاعدة . تماماً كما هو الأمر في غرفة المعيشة أو على رف الكتب.
    Sakın kazımayın. öyle kalsın. O tren Almanya biletim benim. Open Subtitles لا تكشطه اتركه كما هو فهو تذكره وصولى الى المانيا
    Demek istediğim, bu proje benim olduğu kadar senin de. Open Subtitles ولكن النقطة هنا، هذا المشروع هذا ملكك كما هو ملكي
    Tanrı'dan gelecek vahiye göre adil bir ceza üzerinde uzun uzun düşüneceğim. Open Subtitles أنا سوف أتداول على العقاب العادل.. كما هو منزل من الآب السماوي.
    Endişenden dolayı müteşekkir olurken, ben beynimle bu şekilde oldukça mutluyum. Open Subtitles مع أنّي أقدّر قلقك, إلّا أنني راضٍ عن دماغي كما هو.
    Yani sistemde modüler olan kısım bu; geri kalan her şey aynı. TED إنه الجزء الوحيد القابل للتركيب في النظام؛ وما سواه يظل كما هو.
    Ama bu son %1, her zaman olduğu gibi, en zorlu kısım. TED و لكن الواحد بالمئة الباقية، كما هو الحال دائما، هو الجزء الأصعب.
    Bu bir şahin. Adına da doğulu kızıl-ayak şahini diyorlar, göründüğü gibi. TED إنه طائر الباز. يُسمى الباز ذي الأقدام الحمراء الشرقي، كما هو واضح.
    Trajedide olduğu gibi, 3. perde sonunda Kahraman tereddüt eder. Open Subtitles كما هو الحال في التراجيديا بأواخر الفصل الثالث، تتردد البطلة
    - Her nedense bazı şeyler bana aynı gözüküyor. - Yanılıyorsun. Open Subtitles ــ يبدو لي الأمر أنه كما هو ــ أنت علي خطأ
    Ben sabahları nasılsa geceleri de aynı kalan bir baba istiyorum. Open Subtitles ما اريده هو اب يكون في الصباح كما هو قي المساء
    Belki de tamamen bilinçli yapılıyordur genç bir kadına dünyanın "öyle" olduğunu öğretmek için. TED يحدث أحيانًا انطلاقاً من رغبة صادقة أن تقوم بتعليم امرأة شابة كيف يكون العالم كما هو.
    Senin için ne kadar önemliyse benim içinde öyle, haksız mıyım? Open Subtitles وهذا هام بالنسبة لى كما هو الحال بالنسبة لك؟
    Charles besin zincirinin Dünyadakiler için olduğu kadar dünya dışı yaşam için de var olan bir kuvvet olduğuna inanıyor. Open Subtitles يعتقد تشارلز أن السلسلة الغذائية هي مجرد حقيقة من أجل قوة حياة الكائنات الفضائية كما هو الحال بالنسبة الى الأرضيون.
    Benim için olduğu kadar onun için de geçici bir şeydi. Open Subtitles لقد كان الامر مؤقت بالنسبة لها كما هو مؤقت بالنسبة لى
    Hiçbirimiz geleceği tahmin edemeyiz, ama hakkında bir şey biliyoruz ve bu da plana göre gitmeyeceği. TED لا احد يستطيع ان يتوقع المستقبل .. ولكننا نكون متأكدين من شيئ واحد فحسب هو ان الامور لن تسير كما هو مخطط لها
    Burada gösterilen gelirler ve varlıkların, şirketin büyüklüğüne göre göstergesi, ki burada şirket çalışan sayısı alınmıştır. TED وهذا يحصل ليكون دخل وأصول على عكس حجم الشركة كما هو مشار اليها تبعاً لعدد الموطفين لديها
    Bankacılık her zaman bu şekilde değildi, ve bu şekilde olmak zorunda değil. TED ان النظام المصرفي لم يكن كما هو الان .. ولا يتوجب عليه ان يبقى هكذا ..
    Yazın bu şekilde geçmesini istiyorum. Open Subtitles لن أعود أريد هذا الصيف أن يكون كما هو فقط
    Yani penis kısmı değil tabii ki, ama diğer kısım? Open Subtitles ليس ما يخص القضيب، كما هو واضح، ولكن الأمور الأخرى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more