"كما يجب" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerektiği kadar
        
    • düzgün
        
    • şekilde
        
    • çok iyi
        
    • gerektiği gibi
        
    • yolunda
        
    • çalışmaları gerektiği
        
    bunun hakkında fazla düşünmüyoruz ve ne yazık ki bence aslında binalarımız hakkında bile yapmamız gerektiği kadar düşünmüyoruz. TED نحن لا نفكر في ذلك كثيراً، وللأسف، وفي الحقيقة نحن لا نفكر حتى في المباني كما يجب.
    Okuman gerektiği kadar okusaydın, 9 da kapandığını bilirdin. Open Subtitles لو كنت تقرئين كما يجب لعرفت أنها تغلق فى التاسعة
    Şehri düzgün bir şekilde savunmak için daha fazla birlik yerleştirebiliriz. Open Subtitles يمكننا أن نحضر مزيداً من القوّات للمدينة للدّفاع عنها كما يجب.
    Şarabı düzgün kullanırsan pahalı olanlar daha uzun süre gider. Open Subtitles تعاملي مع النبيذ كما يجب و الأشياء الغالية لتبقى الأخيرة
    Savaş arabamı bile çekemediler, ve de, çok iyi bir seyisin kolunu ısırdılar. Open Subtitles لم تسجب عربتى كما يجب . ولا يستطيع أحد أن يتحكم بها جيداً
    Her şey, olması gerektiği gibi, ilahi hizmete uygun olmalı. Open Subtitles لا بد أن يكون كل شيء كما يجب للصلاة الربانية
    Cihazı, her şey yolunda giderse siz kuzey sahiline varınca çalıştıracağım. Open Subtitles سأشغله حين تصل إلى الساحل الشمالى إذا سارت الأمور كما يجب
    Sinir sisteminin olması gerektiği kadar kuvvetli değilsin. Open Subtitles إن جهازك العصبى ليس هادئاً كما يجب أن يكون
    Bir cerrah olarak elde edebileceğiniz iyi şeylerin çoğunu alırsınız çünkü gelmesi gerektiği kadar sık çıkmaz karşınıza. Open Subtitles أماإنكنتجراحاً، فإنك تأخذ أفضله بقدر ماتستطيع لأنه لا يأتي كثيراً كما يجب
    Tamam, sana olmam gerektiği kadar kızgın olmak için fazla bitkinim. Open Subtitles حسناً , انا مرهقة للغاية كي أغضب عليك كما يجب
    Hayat belirtileri mükemmel durumda ama fosfor seviyesi olması gerektiği kadar yüksek değil. Open Subtitles نتائجه ممتازة، لكن مستوى الفوسفور ليس عالياً كما يجب.
    Baca düzgün çekerse bir ateş yakarız. Open Subtitles لو كانت المدخنة تعمل كما يجب لأشعلنا ناراً
    Bir de bilgisayarlar düzgün çalışmazsa. Open Subtitles ولا يزال الكمبيوتر عل حاله لا يعمل كما يجب
    Evet çünkü bu eski şey düzgün gitmiyor. Open Subtitles أجل , لأن هذه الدراجة القديمة لاتسير كما يجب
    Onları uzun vadede birbirine uyumlu hale getiriyorlar ve yaptıklarının tutarlı bir şekilde uygulanmış olduğundan emin oluyorlar. TED ويجعلونها متماسكةلفترات طويلة من الوقت، ويتأكدون من أن برامجهم تطبق كما يجب.
    Kaynakları bölmenin büyük çabaları organize etmenin ve iş gücünü verimli şekilde dağıtmanın bir yolu olmalı. TED كما يجب أن تكون هنالك طريقة لتقاسم الموارد وتنظيم الجهود الرئيسية وتوزيع العمل على نحو فعال
    Uygun şekilde kullanamadığımız sadece bir grup var. TED وهنالك مجموعة واحدة لم تقم بهذا كما يجب.
    ABD'de son kez yapılan bir bakteri oyunu 2001'den önceydi, ve çok iyi gitmedi. TED اخر مرة تم القيام بألعاب جرثومية في الولايات المتحدة كان عام 2001، ولم يكن كما يجب.
    Ama bu akşam iyi yaşamış çok sevilmiş iyi bir kadının çok iyi bir annenin kendisini çok özleyeceğimiz bir arkadaşımızın hayatını kutluyoruz. Open Subtitles لكن الليلة نحتفل بحياة عاشت كما يجب و محبوبة
    Sonra sizi sokakta gördüm ve her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu anladım. Open Subtitles ثم رأيتك في الشارع وعرفت ان كل شيء سار كما يجب ان يكون
    Eğer işler yolunda gitmezse, istediğin zaman eve dönebilirsin. Open Subtitles تستطيعين دائما العودة الى المنزل اذا لم تجر الامور كما يجب
    Cayroskoplar, makaralar ve geçitli aletlerden oluşuyor ve savaş esnasında bu aletler çalışmaları gerektiği gibi çalışmıyorlar. TED فكل تلك الجيروسكوبات والبكرات والأدوات والكرات لم تكن تعمل كما يجب في خضم المعركة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more