| Android, gemi ve mürettebatıyla ilgili hatrı sayılır miktarda veriyi kurtarmış. | Open Subtitles | تمكّنت الإنسانة الآليّة من استعادة كميّة بيانات كبيرة مُتعلّقة بالسّفينة وطاقمها. |
| Az miktarda kullan, hayatım. Bir süre yetmesi gerekir. | Open Subtitles | استخدم كميّة صغيرة منه يا حبيبي يجب أن يدوم لفترة من الوقت |
| Depodan önemli miktarda alınmış. Belki de hırsızların peşinde olduğu buydu. | Open Subtitles | كميّة مهمّة منه مفقودة من المستودع، ربّما كان ما يسعى إليه اللّصان |
| Tavsiye edilen günlük alınabilecek vitamin miktarı, nüfusun çoğunluğu tarafından eksiliğinde oluşan rahatsızlıkları önlemek için gerekli görülen miktardır. | Open Subtitles | الجرعة اليوميّة المستحسنة هي كميّة المغذّي المُستلزم من قِبل غالبية الناس لِمنع مرض عجزٍ شائع. |
| Arabasındaki malın miktarı çok fazlaydı ve 2004'teki cezasından şartlı tahliyedeydi. | Open Subtitles | ضُبطت بسيارته كميّة كبيرة من المخدّرات كما أنه كان تحت تسريح ٍمشروط |
| aldığımız en düşük miktar 40 bin dolardı, ve bir keresinde bir enayiden tam 185 bin dolar almıştık. | Open Subtitles | أقل كميّة حصلنا عليها كانت 40 ألفاً وأكبر كمّية حصلنا عليها كانت 185 ألف ، من شخصٍ أحمق |
| Uygun miktarda karbon ile kılıç yok edilemez oluyor. | Open Subtitles | كميّة دقيقة من الأوكسجين، و السيّف يصبحُ راسخاً تقريباً |
| Kurban her poşette o logodan bulunan belli miktarda kokain bulunduruyormuş. | Open Subtitles | كان لدى الضحيّة كميّة كوكايين للبيع مع ذلك الشعار على كلّ كيس. |
| Olay devam ediyor, çok büyük miktarda çok önemli materyal var ve herkes bu materyali yayımlamak için çalışıyor. | Open Subtitles | هذا الأمر سيستمر، هذه كميّة كبيرة من المواد المُهمة للغاية، والتى يعمل عليها الجميع سوف تخرج للعلن. |
| Akabinde önemli miktarda adrenalin salgılanır ve kaslarımızın mücadele için gerilmesini sağlar. | Open Subtitles | بشكل فوري، كميّة هائلة من الأدرينالين تجعل عضلاتنا منقبضة للقتال، |
| Kanına bundan doğru miktarda verdiğimizde yeniden dolaşıma başlayacaktır. | Open Subtitles | مجرّد كميّة قليلة من هذا السمّ، ستقلّل سماكة دماؤه لتجعله يسري مرّة أخرى |
| Çok az miktarda enerjisi kaldı. | Open Subtitles | هناك كميّة قليلة جدًا من الطاقة الإحتياطية متبقية. |
| Çok miktarda yangın hızlandırıcı madde bulduk. | Open Subtitles | اكتشفنا وجود كميّة كبيرة من مواد مُعجّلة للحريق. |
| Dört köşeli, kare şeklinde katlanmış bir kağıt ve içinde de, evet, küçük miktarda altın tozu veya altın varak. | Open Subtitles | وهناك ورقة مطوية من زواياها الأربع، تحتوي... كميّة قليلة من الذهب الخام |
| Ayrıca ağzı açık bırakacak miktarda porno gerek. | Open Subtitles | يحتاجون إلى كميّة تصدم من الإباحيّة |
| Bir kalorilik hayvansal gıda üretmek için harcanan fosil yakıtı miktarı, bir kalorilik bitkisel gıda için harcananın on katından fazla. | Open Subtitles | يستلزم عشرة اضعاف كميّة الطاقة من الوقود الأحفوري لإنتاج سعرة حراريّة من الطعام الحيواني المصدر |
| Cekette ve bagajda bulduğum kan miktarı oldukça rahatsız edici. Altı ya da yedi yarılitre. | Open Subtitles | كميّة الدمّ المتواجدة على السترة و في الصندوق ليست مزعجة تقريباً ستة إلى سبعة باينت |
| Suyun miktarı değişirse bu senin bir Çoğaltan olduğunu gösterir. | Open Subtitles | إذا تغيّرت كميّة المياه، فهذا يعني أن طاقتك هي "التعزيز". |
| Hiçbir iyonize radyasyon miktarı tamamen güvenli olmasa da PET taraması sırasında vücudun aldığı radyasyon miktarı oldukça düşüktür. | TED | على الرغم من أن أيّ كميّة من الإشعاع لا تعتبَر آمنة كلّيًّا، إلّا أن كميّة الإشعاع التي يتلقّاها الجسم أثناء التصوير المقطعي ضئيلة جدًّا. |
| Ama havalandırmaya koyulacak küçük bir miktar bile yüzlerce insanı öldürür. | Open Subtitles | .. لكنّ، لو وضعت كميّة قليلة منه بنظام التهويّة . فسيموت المئات من النّاس |
| IgM antikorlarının varlığı yeni bir enfeksiyon olduğunu düşündürmektedir ancak saptanabilir bir miktar üretilmesi bir haftadan fazla sürebileceğinden mevcut enfeksiyonların teşhisinde güvenilmezdir. | TED | حيث يتنبّأ وجود غلوبولينات مناعية إم بإصابة حديثة، لكن بما أنّ الجسم قد يستغرق أكثر من أسبوع لإنتاج كميّة يمكن اكتشافها، فلا يمكن الاعتماد عليها في تشخيص الإصابات القائمة. |