| Hayır, tam olarak değil. Onun sekreterinin bir arkadaşıyım. Onun için biraz endişelendik. | Open Subtitles | لا , ليس بالضبط , انا صديقا لسكرتيرته كنا قلقين بعض الشئ عليه |
| Çok endişelendik, bütün gece uyuyamadık ve bak sonunda ne oldu? | Open Subtitles | كنا قلقين جدًا ولم ننم طوال الليل ثم انظر ماذا حصل |
| Bu da aslında -- bilirsiniz, çünkü riskten endişelendik, ama herşey yolunda gitti. | TED | كانت تلك بالطبع مغامرة لأننا كنا قلقين من خطورة هذه المناورة، و لكنها نجحت. |
| Bilinç kaybının bir daha olacağından o kadar endişe ediyorduk ki... | Open Subtitles | لقد كنا قلقين جداً من إحتمال حصول الإغماء مجدداً |
| Aramasını ben söyledim Sasha. endişelenmiştik. | Open Subtitles | أنا طلبت منها أن تتصل بساشا لقد كنا قلقين |
| Seni merak ettik.Kişisel bir şey değil. Sadece yabancı korkusu. | Open Subtitles | كنا قلقين عليك، بلا إهانة، أنا أخشى الغرباء فحسب |
| Biz, güvenliği için endişeliydik çünkü ölüm tehditleri almaya başlamıştı. | TED | ولكننا كنا قلقين على سلامته لأنه بدأ يتلقى تهديدات بالقتل. |
| Senin hakkında endişelendik. Özür dilerim. | Open Subtitles | .. لقد كنا قلقين عليك أنا أسف ، أنا فقط .. |
| Tatlım, Tanrı'ya şükür iyisin. Çok endişelendik. | Open Subtitles | يا عزيزتي , حمدا لله على سلامتك لقد كنا قلقين جدا |
| Biz o kadar endişelendik ve sen aniden çıkıp, "yemek isteyen var mı?" diye soruyorsun. | Open Subtitles | لقد كنا قلقين جداً, و فجأة تظهر و تقلول هل تريدون أن تأكلوا. |
| Senin için çok endişelendik. Annem bütün gece uyuyamadı. | Open Subtitles | و نحن كنا قلقين جداً عليك، أمك كانت مستيقظة طوال الليل |
| Senin için çok endişelendik! Burada olduğuna inanamıyorum! | Open Subtitles | لقد كنا قلقين للغايه عليكى لا أستطيع أن أصدق أنكى هنا |
| - Bakın bunu nasıl söyleyebileceğimizi bilmiyoruz ama sizin için endişelendik. | Open Subtitles | اسمعوا، لا نعرف كيف نقول هذا ولكن كنا قلقين عليكما يا رفاق |
| İkinizin de güvenli bir şekilde dönmesine sevindim. Çok endişelendik. | Open Subtitles | أنا مسرورة بعودة كليكما سالمين على الرغم أننا كنا قلقين عليكما |
| Ne olduğunu ben de bilmiyorum. Para için endişe ederken, | Open Subtitles | لا أدري ماذا حدث كنا قلقين بشأن المال |
| Siz iyi misiniz? Sizin için çok endişe... Nelson! | Open Subtitles | -هل أنتم بخير يا رفاق، كنا قلقين للغــ .. |
| Ekonomi bozulduğunda endişelenmiştik ama gördük ki bu en kriz etkilemez iş kolu. | Open Subtitles | كنا قلقين عندما هبط الاقتصاد لكن تتبين انه مفيد للعمل |
| Oldukça özgürsün, hiç de öyle mazlum bir halin yok. Senin için endişelenmiştik. | Open Subtitles | تبدون حرين ولستم مظلموين على الأطلاق كنا قلقين عليكِ |
| Senden birkaç gündür haber alamayınca merak ettik. | Open Subtitles | لم نسمع أخبارك منذ أيام، كنا قلقين عليك |
| Los Angeles'a gitmesi konusunda endişeliydik çünkü, sürekli suçlarla ilgili haberleri okuyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا قلقين بشأن ذهابها إلى لوس أنجليس لأننا قرأنا بشأن الكثير من الجرائم التي تحصل |
| Hepimiz senin için endişeleniyoruz. | Open Subtitles | لقد كنا قلقين بشأنك أعتقد أننا نشترك معك فى جزء من اللوم |
| Ben çocukken, en çok endişelendiğimiz felaket bir nükleer savaştı. | TED | عندما كنت طفلاً، كانت الكارثة التي كنا قلقين بشأنها هي الحرب النووية. |
| Oley! Hele şükür, senin için endişeleniyorduk. | Open Subtitles | حان الوقت لك كنا قلقين عليك |