| Odanın birinde bir piyano vardı. Ben de oturmuş tuşlarıyla oynuyordum. | Open Subtitles | أحدى الغرف كان بها بيانو، كنت أجلس أمامه أعزف بأصبع واحد |
| Bu sabah arabamda oturmuş söylediklerini düşünüyordum ve merak ediyorum... | Open Subtitles | كنت أجلس في سيارتي هذا الصباح أفكر بما قلته وأتسائل |
| Ama iyi ışık alabilmek için duvarın yanındaki sandalyede oturuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أجلس على مقعد قبالة الحائط لكى ألتقط الضوء |
| Bayan arabasını çarptığında ben sakal traşı için içeride oturuyordum. | Open Subtitles | كنت أجلس هنا وأحلق لحيتي.. عندما صدمت هذه السيدة سيارتها.. |
| Burada oturup, oğluma annesinin öldüğünü söyleyebilmek için bir yol düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أجلس هنا أفكر بطريقة لأقول لابني أن والدته قد ماتت |
| Aslında, sadece burada oturuyorum. Yanlış bir şey mi yaptım? | Open Subtitles | في الحقيقة كنت أجلس هنا هل أقوم بأي شيء خاطئ؟ |
| Önümde oturan adam bombanın gerçek olmadığını düşündüğünü söyledi! | Open Subtitles | الرجل الذي كنت أجلس أمامه لا يعتقد أن القنبلة حقيقة |
| Babamın kucağına otururdum ve yaradılış konusunu anlatan "Işık" adlı kitabı okurduk. | Open Subtitles | أنني أتذكر عندما كنت أجلس في حضن والدي كنا نقرأ كتاب أسمه الضوء عن الخلق |
| orada oturmuş, sakallı bir adamla iskambil oynuyordum ona verdiğim kart sinek 7'lisi çıktı. | Open Subtitles | كنت أجلس ألعب الورق هنـاك مع رجل ذو لحية كنتأتواصـلمعـه أخرجتُ الورقة رقـم 7 |
| oturmuş makyajımı tazeliyordum. | Open Subtitles | كنت أجلس على الطاوله وأصلح المكياج على وجهى |
| orada oturmuş o çocuklarla konuşuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أجلس هناك وكنت أتحدّث فقط مع هؤلاء الرفاق |
| Bankta oturmuş nehrin akışını izliyordum. | Open Subtitles | بأنّني كنت أجلس على الضفـة وأراقب تدفـق النهـر |
| 2012 yılında, Boston'da okul sonrası programa katılan lise öğrencileri ile dolu kalabalık bir sınıfta oturuyordum. | TED | في عام 2012، كنت أجلس في غرفة مليئة بطلاب المدرسة الثانوية الذين كانوا يؤدون برنامج ما بعد المدرسة في بوسطن. |
| Ve bir akşam, Kabil'de çok hoş bir beyefendinin yanında oturuyordum, ve o bana Afganistan'da iyi olabilecek şeyler hakkında neler düşündüğümü sordu. | TED | وفي إحدى الليالي كنت أجلس بالقرب من رجل رائع في كابول وسألني مالذي تعتقدين أنه يجب فعله في أفغانستان لتحسين الوضع |
| 13'ü sabahında kendilerine yardım etmediklerinden emin olmak için su fıçısının üstünde oturuyordum. | Open Subtitles | فى صبيحة اليوم الثالث عشر كنت أجلس على أحد براميل المياه، ولاحظت أن الجميع قد خارت قواهم |
| Şehir merkezindeki en sevdiğim bankta oturup saatler geçene kadar izlerdim ta ki koltuklarda, arabaların içinde, binaların veya depoların içerisinde birkaç saatlik uyku için gizlice girene kadar. | TED | كنت أجلس علي مقعدي المفضل في وسط المدينة وأشاهد الساعات تمضي حتى أتمكن من اختلاس بضع ساعات من النوم على الأرائك، وفي السيارات، وفي المباني، أو في وحدات التخزين. |
| Parkta oturup dikkatlice etrafı incelerdim, her şeyden önce gelen rahat ve taşınabilen sandalyelerdi. | TED | حسنًا، كنت أجلس في الحديقة وأراقب بتمعن، أولًا من بين الأشياءٍ الأخرى كانت الكراسي المريحة والقابلة للتحرك. |
| Cambridge, Massachusetts'de, Sağlık hizmetleri Gelişim Konferansında oturuyorum. | TED | كنت أجلس في كامبيردج، ماساتشوستس في مؤتمر تطوير الرعاية الصحية. |
| Odamda oturuyorum, buraya göre yan odada. | Open Subtitles | كنت أجلس بغرفتي و التي هي بجوار هذة الغرفة |
| Genelde arkada oturan ve çözülmesini bekleyenin ben olduğumu biliyorum, ama bir şey söyleyeceğim sen de bunu sevmeyeceksin. | Open Subtitles | أعلم بأني كنت أجلس فحسب اراقب حدوث ذلك لكن لدي ما أقوله ولن يعجبك |
| Taşınma öncesinde valizlerin ve mobilyaların üzerine otururdum. | Open Subtitles | وقبل المغادرة كنت أجلس على قمة الصناديق والأثاث |
| Nice seneler, orada oturdum, bir şeyler bana hep sonraki anda delireceğimi söyledi. | Open Subtitles | لسنوات طويلة كنت أجلس هناك وشيئًا ما دائمًا يخبرني بأني سأُجن في اللحظة القادمة |
| orada öylece otururken kalbim hızla çarpıyordu. | TED | وفي ذلك المقعد، كنت أجلس وقلبي يدق بسرعة. |
| Ve orada oturduğum gibi, moralim çok bozuldu. | TED | وبينما كنت أجلس هنا، أصبت بالإحباط الشديد. |
| Dün gece, sen ve ailenle otururken bir şey fark ettim. | Open Subtitles | الليلة الماضية عندما كنت أجلس معك و مع عائلتك أدركت شيئاً |