| Arkadaşlar, iyi olup olmadığımı, nerede olduğumu, Rosie'nin nerede olduğunu sormuşlar. | Open Subtitles | أصدقاء يسألون اذا كنت بخير و أين أنا و أين روزى |
| Biri üzerime fener ışığı tuttu ve iyi olup olmadığımı sordu. | Open Subtitles | وهناك من سلط الضوء علىّ, وسألنى ان كنت بخير |
| İyi olduğunu veya hastaneyi gitmemiz gerekmediğini görmem lazım.'' | TED | أحتاج أن أعرف إن كنت بخير أم نذهب إلى المستشفى." |
| Burayı arayıp iyi olduğunu bildir. | Open Subtitles | اتصل بي هنا واعلمني اذا كنت بخير |
| Aschen doktorlara göre gayet iyiydim, ama Dr. Fraiser böyle düşünmüyordu. | Open Subtitles | و طبقا لأطباء الأشين ، فأنا كنت بخير و لكن ليس وفقا لد. فريزر |
| Eğer iyiysen, o zaman gitmeliyim, fakat iyi şanslar. | Open Subtitles | حسنا ان كنت بخير اذن لابد ان اذهب ، ولكن حظ سعيد |
| -İnsanlar iyi misin demedikçe iyiyim. | Open Subtitles | طالما أن الناس يسألونني إن كنت بخير فأنا بخير |
| Gün boyu perdelerini açmadın. İyi misin diye merak ettim. | Open Subtitles | أنت لم تفتح ستائرك اليوم أردت أن أعرف ما إذا كنت بخير |
| Gündüz kliniğinden ayrıldığında çok iyiydin. | Open Subtitles | عندما غادرت عيادة المقيمين ذلك اليوم كنت بخير ماذا حدث؟ |
| Ama sen benim iyi olduğumu biliyordun çünkü ben babamın herşeyi beni sevdiği ve beni istediği için yaptığını sanmıştım. | Open Subtitles | ولكن، كنت تعلم، لقد كنت بخير السبب أنني كنت أعتقد أن كل شيء فعله أبي كان بسبب أنه يحبني يريدني |
| Ve gelip iyi olup olmadığına bakmak istedim. | Open Subtitles | وأردت فقط أن يأتي ومعرفة ما اذا كنت بخير. |
| Ve ben gerçekten l iyi olup olmadığını görmek için tarafından gelen teşekkür ederiz. Bu tatlı oldu. | Open Subtitles | و أنا أقدر حقاً قدومك لرؤيتي إذا كنت بخير ، هذا كان لطيفاً |
| Burayı arayıp iyi olduğunu bildir. | Open Subtitles | اتصل بي هنا واعلمني اذا كنت بخير |
| İyi olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | , لم نعرف مكانك و إذا كنت بخير |
| Biliyorsun partide, arabada, eve döndüğümüzde.... ...dişlerimi fırçalamadan önce ve sonra sorduğunda da iyiydim. | Open Subtitles | كنت بخير عندما سألتني بالحفل و في السيارة و عندما عدنا للمنزل و قبل و بعد أن غسلت أسناني |
| Eğer iyiysen, bu adamı açığını bulmamız lazım. | Open Subtitles | إذا كنت بخير , يجب أن ننال من هذا الوغد |
| İyi misin bakmak için seni buraya getirdik | Open Subtitles | جرينا نحو لكم , لمعرفة ما اذا كنت بخير. كنت فاقد الوعي , المدربين. |
| - Derdin ne senin? - Derdim sizlersiniz. Beni kızdırana kadar gayet iyiydim. | Open Subtitles | أنتم هم مشكلتي كنت بخير حتى أخرجتموني عن طوعي |
| İyi misin diye bakmak istedim. | Open Subtitles | والاطمئنان عليك والتأكد فيما إذا كنت بخير |