| Çıkıyorsan bize biraz patlamış mısır getir. | Open Subtitles | يا رجل، إذا خرجت،إذهب لجلب بعض من البوب كورن |
| İsterseniz size mısır patlatabilirim ya da çikolatalı kurabiye yapabilirim. | Open Subtitles | حسناً يمكنني أن أصنع لك البوب كورن أو أن أخبز لكم بعض بسكويت الشوكولاته |
| Ve burada da, bir Korn konserinde çadırın arkasında kusarken? | Open Subtitles | و أليست هذه أنتِ تتقيّأين خلف خيمة في حفلة (كورن)؟ |
| New Power Generation'dan Prince mi, yoksa Korn mu? | Open Subtitles | من فاز به؟ (برنس) وجيل القوة الجديد أم (كورن)؟ |
| Corn Road köşesinde yaralı memurlar var. | Open Subtitles | شرطي مصاب على زاوية طريق كورن , اكرر, شرطي مصاب |
| Peki bu Cream Corn bu aralar nerede takılıyor? | Open Subtitles | حسناً إذاً أين " كريم كورن " هذه الأيام ؟ |
| Yaklaşık beş ay önce Curran, akşam 10:15'te Ridge kumarhanesinden ayrılmış. | Open Subtitles | قبل حوالي خمسة اشهر، (كورن) ترك كازينو "صنسيت ريدج" في الساعة 10: 15 مساءً. |
| Nerede olduklarını bilmiyoruz ama Corwin'in onlarla olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | لا نعلم أين هم لكننا نعتقد أن (كورن) معهم |
| Ama günün sonunda oraya vardığında tek bulduğu mısır gevreğidir. | Open Subtitles | و لكن عندما يصل اليه في نهاية اليوم تجده مجرد كورن فلكس |
| Ama günün sonunda oraya vardığında tek bulduğu mısır gevreğidir. | Open Subtitles | و لكن عندما يصل اليه في نهاية اليوم تجده مجرد كورن فلكس |
| Peter, taze mango ve sana da mısır gevreği Francie. | Open Subtitles | بيتر,مانجو طازج, و كورن فيليكس لك يا فرنسيس. |
| - Bayan Korn, teşekkürlerinizi işimiz bitince, dışarda da sunarsınız. | Open Subtitles | -سيدة (كورن), ربما يمكنكِ فعل ذلك. خارج قاعة المحكمة بعدما ننتهي! |
| Bayan Korn izlendikten sonra müvekkiliniz serbesttir. | Open Subtitles | سيدة (كورن) راجعي لجنة إطلاق السراح المشروط, وبعد ذلك موكلك حر للذهاب! |
| - Bunlar Por Yai ile Korn'u alan adamlar. | Open Subtitles | أولئك هم الذين أخذوا (بور ياي) و (كورن) |
| Cream Corn. Lakabımın sebebi bu. | Open Subtitles | كريم كورن هذا ما يدعونى به الجميع |
| Bullhorn Cream Corn aradığımız zencileri bulmamıza yardım edeceğini söyledi. | Open Subtitles | بولهورن يقول " كريم كورن " أنه يستطيع مساعدتنا بالإمساك بالأشخاص الذين نبحث عنهم |
| Curran, borç batağındaydı kumarhanede yanlış kişilerle kafa kafaya verdi. | Open Subtitles | (كورن) كان في دين، دخل أعلى من رأسه مع الناس الخطأ في الكازينو. |
| Kalan potansiyel tek kılavuz, kumarhanede kokteyl garsonu olan Curran'ın eski kız arkadaşı ama gerçek bir şüpheli değil. | Open Subtitles | الإحتمال الآخر الوحيد الرئيسي صديقة (كورن) السابقة، نادلة الكوكتيل في الكازينو، لكنها ليس حقّاً مشتبه بها. |
| Kodesteki köstebeğimiz Corwin'in ona güvendiğini ve dışarı çıktığında ailesinin yanına taşınacağını söylediğini anlattı. | Open Subtitles | مدير السجن أخبرنا أن كورن) تعهد له) وأخبره أنه عندما يخرج سوف ينتقل للعيش مع عائلته |
| Jimmy mısırları kırıyor, bu kitaptan nefret ediyorum. | Open Subtitles | جيمي كراك كورن)، وأنا اكره هذا الكتاب) |
| Cornwall iyi bir başlangıç ama daha başka bir sürü harika yer var. | Open Subtitles | حسنا كورن وال بداية جيدة ولكن هناك الكثير من الاماكن الرائعة |
| Sabaha Corwyn Roderick'in cesedini bulursak öyle olacak. | Open Subtitles | إذا وجدنا جثة كورن رودريك تأتي في الصباح , فانها ستكون لدي |
| Patlamış mısırını almıştır Desperately Seeking Mona filmini açmış bizi izliyordur. | Open Subtitles | من المحتمل أنها تأكل البوب كورن الآن و تشاهدكم تلعبون لعبة "البحث عن مونا" |