| Erkekler tuvaletindeki uyuşturucu müptelası bir fahişe. | Open Subtitles | عاهرة كوكايين في غرفة تبديل الرجال؟ بربّك، ساعدني |
| Belki uyuşturucu falan çekmişlerdir. | Open Subtitles | ربما تناولوا كوكايين أو بي سي بي أو شيء من هذا القبيل |
| Çuf çuf gelirken kokaini en son çekenin aleti en büyüktür. | Open Subtitles | من يفعل أخر خط كوكايين قبل مجيء القطار هو أفضلنا. |
| Meksika'dan geldiğinde üzerinde kokainle yakalanmadı mı? | Open Subtitles | ألم تعد من المكسيك ومعها كوكايين بالفعل ؟ |
| Masanda kola, dairende fahişe var ve özgürsün. | Open Subtitles | كوكايين على الطاولة، وعاهرة على الأرض، و غير مسجون |
| Kokain mi? Hayatım ona bağlı bile olsa o şeye elimi sürmem. | Open Subtitles | كوكايين, أنا لن أتطرق إلى الأشياء التي توقف حياتي. |
| - Kokain almış birine nasıl yardım edersin? | Open Subtitles | كيف يمكن مساعدة شخص ما تعاطى كوكايين قبل قليل ؟ |
| Dünyalar harikası Kokainin en iyi müşterileri. | Open Subtitles | انهم افضل زبائن لهذا النوع من المخدرات الي هو كوكايين. |
| Hele hele benzin depondan çıkan 100 gr kokainden sonra. | Open Subtitles | ولا سيما مع وجود ثلاث أونسات كوكايين في خزان الوقود خاصتك. |
| Emin değilim, ama koko galiba. | Open Subtitles | أعتقد بأنّها كوكايين لست متأكداً |
| Nate adında uyuşturucu satıcısını araştırdığımızı sanmıştık. | Open Subtitles | لقد أعتقدنا أننا نقوم بالتحقيق عن مروج كوكايين أسمة نايت. |
| Onu uyuşturucu anlaşması esnasında tutukla ve cinayetle ilgili gördüğü şeyi öğrenmek için baskı uygula. | Open Subtitles | إعتقله في صفقة كوكايين وإضغط عليه لنرى ماذا يعرف حول جريمة القتل. |
| Götün uyuşturucu kuryeleri arasında efsane oldu. | Open Subtitles | لديك كوكايين في مؤخرتك أكثر من أي مهرب آخر في تاريخ الكارتل |
| 2/3 kokaini alup, 1/3 sodanun içine atarsunuz | Open Subtitles | عليك ان تجلب ثلثين كوكايين مع ثلث بيكنج صودا |
| 6.000 dolar değerinde kokaini otoparkta kaybettiğini söylemişti. | Open Subtitles | أخبرني مرة أنه فقد كوكايين بقيمة ستة ألاف دولار في موقف السيارات |
| Tam bir aptalım. Eleman borcunu kokainle ödedi, sonra diğer müşteriye gittim. | Open Subtitles | أعلم أن هذا غباء , دفع أحدهم لي كوكايين واحتفظت بهم حتى التالي |
| Hepsine kola ısmarlamak isterim. | Open Subtitles | و أنا أريد أن أشترى لهم جميعاً كوكايين |
| Yani? Kokain kaçakçıları kutularının üzerine "kokain" mi yazıyor? | Open Subtitles | هل تجار الكوكايين يكتبون كوكايين على صناديقهم |
| - Anlaşmanız vardı değil mi? - Evet. - Kokain karşılığında 500 pasaport. | Open Subtitles | لقد أجريت صفقة هناك، خمسمائة جواز سفر مقابل كوكايين |
| Ve aslında bu topluluklardaki en yetenekli bireylerin buna can atması crack Kokainin diğer pek çok sonuçları arasında en üzücü olanıdır. | TED | ومن الأمور المحزنة، ومع عواقب "الكراك كوكايين" هو أن الشبان الأبرع ذوي المواهب في المناطق تلك يطمحون للوصول لهذا. |
| En kaliteli kokainden 30 gram hemen lazım. | Open Subtitles | أحتاج لأونصة كوكايين عالية الجودة بأسرع ما يمكن |
| Yeterince koko çekersen, herşey gerçek gibi olur. | Open Subtitles | تدخين كوكايين كافى , يجعل كل شئ قانونى. |
| eroin, kokain, yasal olmayan ilaçlar, parti uyuşturucuları. | Open Subtitles | هيروين, كوكايين, أدويه غير شرعيه, مخدرات بمختلف أنوعها. |
| - Sanırım, kokaine benziyor. | Open Subtitles | ؟ أعتقد أنه كوكايين على الاغلب |
| Gettodan gelen bir hatun keş sevgilisinin kokainini ortada bırakıyor 3 yaşındaki küçük kardeşi de onu yiyor. | Open Subtitles | فتاة فقيرة تترك كوكايين رفيقها المدمن في الخارج حتى يأكله شقيقها ذو الثلاث سنوات |