| Aeko Kula Güvenlik Şirketi, tüm para çantalarına verici yerleştiriyormuş. | Open Subtitles | "أكيو كولا"، رئيس الأمن قال بأنّ كلّ كيس به أداة تتبع |
| İyi şans için bir gazoz alın. | Open Subtitles | فريق انجلترا الشرقية اعطني زجاجة الكوكا كولا اتمنى لك الفوز |
| Bir kola istiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ، أنت تريد كوكا كولا فيخرج لك موسى كهربائى |
| Karanlık Gezegen kolası, tüm damak tadınızı öldürür! | Open Subtitles | "كولا كوكب الظلام" حطم أعداء |
| Sadece su ve... su var. Koka Kola veya RC yok mu? | Open Subtitles | كلّ ما يوجد لديّ هو الماء - ليس لديكِ كوكا كولا ، أو مشروب غازي ؟ |
| Senin viskin, senin martinin ve senin de diyet kolan. | Open Subtitles | حسناً ، "سكوتش" لك، و "مارتيني" لك، و "كولا دايت" لك ، أمتأكدة أن هذا كل ما تريدينه؟ |
| Bu çocuğun büyük bir bardak kolaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | ما يمكن لهذا الفتى أن يستخدمه هو زجاجة (كوكا كولا) من الحجم الكبير |
| Bir gün okuldayken tüm kolayı anakartımın üzerine dökmüştüm. | Open Subtitles | في إحدى المرات عندما كنت في المدرسة, سكبت قنينة كولا كاملة على لوحتي الأم |
| - Diyet Kola, lütfen. - Kola. | Open Subtitles | ـ مشروب "كولا" للحمية، لو سمحت ـ مشروب "كولا" |
| Bunun kola mı yoksa pepsi mi olduğunu bize söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكن ان تخبرينا ان كان هذا بيبسي ام كوكا كولا |
| Tammy onu dövüp kolasını almıştı. | Open Subtitles | تامي ضَربتْه وبعد ذلك أَخذتْ كولا RCه. |
| Daha sıcak bir okyanus CO2 salar; aynen sıcak bir Coca-Cola gibi. | TED | محيط أكثر احترارا يطلق ثاني أوكسيد الكربون، تماما كما تفعل كوكا كولا دافئة. |
| Aeko Kula temsilcisi 24 saatlik kaydı sakladığını söyledi. | Open Subtitles | أجل، ممثلين "أيكو كولا" قالوا بأنّ ذلك يقدّر بـ 24 ساعة |
| Aeko Kula'nın filosundaki başka bir minibüsten video görüntülerini aldım. | Open Subtitles | لهذا قمت بسحب فيديو آخر من لشاحنة "إكيو كولا" |
| Orada gerçekten gazoz üretiyorsan tüm dünyayı resmen satın alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ حرفياً شراء كولا العالم بأجمعه إذا كنت تصنعين مشروب غازي هناك فعلاً |
| Büyük boy salamlı pizza alırsan bir litre bedava gazoz veriyorlar. | Open Subtitles | تحصل على كولا عندما تطلب وجبة كبيرة |
| Bana dört kızartılmış tavukla Bir kola getir. | Open Subtitles | احضري لي اربع قطع دجاج مقلي مع كوكا كولا |
| Öteki ise dört kızartılmış tavuk ve Bir kola. | Open Subtitles | و الثاني يريد اربع قطع دجاج مقلي مع كوكا كولا |
| Mariquitas kolası mı? - Meksika gazozu. | Open Subtitles | (ماركويتا كولا) صودا مكسيكية |
| Tamam, üç Koka Kola. | Open Subtitles | حسناً، ثلاثة كولا |
| Ve şimdi Meksika kolan var. | Open Subtitles | وأحضرت كولا مكسيكية |
| Üzgünüm koka kolaya biraz vodka karıştırdım | Open Subtitles | " مزجت الـ " كولا " مع الـ " فودكا |
| Bir kola alırsın ve o kolayı üstüne dökersin. | Open Subtitles | تشترين كولا التي تقومين برميها |
| - Boşver kolayı. Dostum, sen bir viski daha ver. - Kola olsun lütfen. | Open Subtitles | كلا ، اسكب لها كأس " ويسكي " - كولا فقط من فضلك - |
| Bana kola mı aldınız? | Open Subtitles | أحضرت لي مشروب كولا |
| Hepsi ben dünyanın en lezzetli kolasını icat edip, kimseyle paylaşmadığım zaman pişman olacaklar. | Open Subtitles | سيأسفون حين أبتكر الـ(كولا) الأفضل مذاقاً في العالم وأشربها وحدي |
| Bu arada, Coca-Cola bu araştırmaya sponsor olmadı. | TED | بالمناسبة شركة كوكا كولا لم تدعم هذا البحث. |
| Bu vesileyle, Springfield Köpek Parkı'na yeni ismini veriyorum Snowball II Belediye Kedi Parkı, Limonlu Buzz Cola sponsorluğuyla. | Open Subtitles | ومن هذا المنبر، أُعيد تسمية حديقة سبرينغفيلد للكلاب باسم حديقة سنوبول الثاني البلدية للقطط برعاية باز كولا مع الليمون |