| Çünkü Connecticut'ta yaşıyorum. Çok uzun bir süredir buraya gelmiyordum. | Open Subtitles | لأني أعيش في كونتيكت ولم آتي لهنا منذ وقت طويل |
| Connecticut'ta yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعيش هنا كثيراً أنا أعيش في كونتيكت |
| Ama Connecticut'ta olman gerekiyor. Derslerin var, kitabın var. Hayır, önemli değil. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تكون في كونتيكت لديك دروسك ولديك كتابك |
| Genelde Connecticut'dan çıkar, Rock Creek Parkı'ndan geçip 16'dan dönerim, ama istemezsen hepsini yapmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | عادة اذهب الى شارع كونتيكت و عبر حديقة روك كريك ومن ثم عودة عبر الشارع 16 لكننا لسنا مضطرين لفعل ذلك ان كنت لا ترغبين |
| Bir sorum olacak Connecticut'taki odam, bu bateri setini alacak kadar büyük olacak mı? | Open Subtitles | سؤال سريع, هل غرفتي في كونتيكت كبيرة لتكفي لوضع طبولي بها؟ |
| Bay Voorhees'in İlk Eşi Hanım Connecticut'un Xan'a iyi geleceğini düşünmekle kalmıyor bence Xan'in orada olması Connecticut'a da iyi gelecektir. | Open Subtitles | يا سيدة, زوجة السيد فورهييز الأولى ليس فقط أنني اعتقد انه سيكون جيدا لزان أن تكون في كونتيكت |
| Connecticut'tan intikamla ilgili her şeyi öğrenip acısını çıkaracağım! | Open Subtitles | سأتعلم كل ما تستطيع كونتيكت تعليمي اياه عن الانتقام و سأجعلك تدفعين الثمن |
| Hey, aranızda Connecticut'lı var mı? | Open Subtitles | هل يوجد هنا شخص من ولاية كونتيكت |
| Connecticut valisi olduğu dönemden beri bakan ile birlikteydim. | Open Subtitles | كنت أعمل مع الوزير "منذ ان كان محافظاً لــ "كونتيكت |
| Kendimize güzel, eski moda bir ört-bas hikayesi bulacagiz. Connecticut ört-basini duymus muydun hiç? | Open Subtitles | سنضنع لأنفسنا تغطية من الطراز القديم هل سمعت من قبل عن تغطية "كونتيكت"؟ |
| Her yıl Connecticut'daki bir kumarhaneden bir kart geliyor.. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أني أتلقى سنوياً شيكاً من نادي قمار في "كونتيكت" |
| Şimdi gitmiş, Hamptons'taki evin duvarlarındaki bakır kabloları söküyor benimse Connecticut'ta annem, Roger ve iğrenç bebekleriyle yaşamam gerekiyor. | Open Subtitles | والأن ستأخذ كل ما في بيتنا في الهامبتونز حتى يصبح مجرد أسلاك نحاس و سأضطر للعيش في كونتيكت مع أمي و روجر و اطفالهم المقرفين |
| Connecticut'da, kardeşinin düğününde miydi? | Open Subtitles | زفاف اختك في كونتيكت |
| Seni okulda göremeyince evini arayıp, annenin, Serena'nın Connecticut'a yerleştiğini bilmiyor musun demesinin nasıl hissettirdiğini biliyor musun? | Open Subtitles | أتتخيلين شعوري عندما اتصلت ببيتك عندما تغيبتِ عن المدرسة فأجد أمك تقول لم تخبرك (سيرينا) أنها ذهبت إلى (كونتيكت)؟ |
| Bilinmeyen kadının DNA'sı, Connecticut, Jersey, ve New York'taki 21 ayrı olaydaki DNA ile eşleşti. | Open Subtitles | الحمض النووي للانثي التى نتعامل معها، يتطابق مع أحدي وعشرون قضية "جنائية في "كونتيكت نيو جيرسي"، اعالي الولاية" " نيويورك"، "لونج أيلاند" |
| Yeğenlerim Connecticut'tan buraya geldiler ve... | Open Subtitles | ابنيا قريبي معي هنا من "كونتيكت" وهما... |
| - Evinde bir boru patlamış,bunun için Connecticut'a gitti. | Open Subtitles | - أنبوبٌ انفجر في منزله وعاد (إلى (كونتيكت |
| Araştırmayı, Connecticut ve Rhode Island'a kadar genişletmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نوسّع بحثنا إلى ما يشمل شمال ولاية (كونتيكت) و(رود آيلاند). |
| Yüzbaşı Simcoe'nun cesedi Connecticut'ta bulunmadı. | Open Subtitles | لم يتّم العثور على جثمان القائد "سيمكو) في "كونتيكت) |
| Bir de Connecticut'ta bir bakkaldaki katliamdan. | Open Subtitles | و مجزرة في متجر في كونتيكت |