| Sabırlı ol. Çocuğumuz olduğunda hem çocuğu, hem seni sevecektir. | Open Subtitles | كونى صبورة ، حين نرزق بطفل سوف تحبه و تحبك |
| Bu kitabın adı " Kendi Rüzgar Bekçin ol, Rachel " olmalıydı! | Open Subtitles | ان هذا الكتاب كان يجب ان يدعى كونى حارسك الخاص يا ريتشيل |
| Şuradaki küçük şirin şeyde, sana bahsettiğim kız kardeşim Connie. | Open Subtitles | و هذة الفتاة الرقيقة هى أختى كونى التى حدثتك عنها |
| Jackson ne zaman ayak işine koşsa, Cooney, rütbesini yükseltiyor. | Open Subtitles | كل مره يقوم فيها جاكسون بمهمه كونى يمنحه شريطه بقشيش |
| Bu gece yalnız olmak ve yabancı kalmak... için bütün nedenlere sahiptim. | Open Subtitles | هناك كُلّ سبب بإِنَّني يَجِبُ أَنْ أكُونَ بمفردى اللّيلة كونى غريب هنا |
| "Onun evine taşındığınızda şu küçük sırrı size açacak olmasına hazır olun: Erkekler kendine ait bir alanı olsun ister." | Open Subtitles | عندما ننتقل كونى جاهزة لافراغ اسرارة الصغيرة انة يريد مساحتة الخاصة |
| Dikkatli ol Sid. Randy katilin insanüstü biri olacağını söylemişti. | Open Subtitles | كونى حذرة يا سيدنى ,راندى قال أن القاتل سيكون خارق |
| O yüzden böyle laflar ederken biraz dikkatli ol, olmaz mı? | Open Subtitles | لذلك عندما تقولين أشياء من هذا القبيل كونى حذرة ؟ |
| Lütfen, dikkatli ol. Kendine zarar vermeni istemem. | Open Subtitles | . من فضلك كونى حذرة , لا اُريدك أن تؤذى نفسك |
| Yani anlayışlı ol. Çünkü o yalnız ve mutsuz biri. | Open Subtitles | الوحيدة الحزينة حياته فى منارة كونى لجانتر؟ |
| Artık değil. Hayr'da dikkatli ol. Çok fazla cinayet oluyor. | Open Subtitles | لم يعد كذلك كونى حذرة فى وابل هناك الكثير من القتل |
| Minnettar ol ki onunla dans etmene izin versinler. | Open Subtitles | كونى ممتنة لأنهم يسمحون لكى بأن ترقصى معها |
| Bu şirin minik şey de kızkardeşim Connie. | Open Subtitles | و هذة الفتاة الرقيقة هى أختى كونى التى حدثتك عنها |
| Bu şirin minik şey de kız kardeşim Connie. | Open Subtitles | و هذة الفتاة الرقيقة هى أختى كونى التى حدثتك عنها |
| Ama kıstırılacak olursak, Yüzbaşı Cooney'nin desteği gerekecek. | Open Subtitles | لكن لو كان القرار لنا فسوف نحتاج الكابتن كونى ليخرجنا من هناك |
| Bartlett'ın büyük siyasi emelleri var. Suyun başını da Cooney'ın babası tutuyor. | Open Subtitles | انت تعلم بارتليت لديه طموحات سياسيه والد كونى يمتلك الاليه |
| Dilsiz olmak sinir bozucu birşey. Tek yapabildiğim, izlemek. | Open Subtitles | لقد سئمت من كونى خرساء كل ما أفعله هو المشاهدة |
| Bölgedeyken dikkatli olun ve ne bulursanız derhal bildirin. | Open Subtitles | كونى حذره بمسرح الحادث و بلغى عن كل شئ تجده فى الحال |
| Coney Adası'na geçen yıl işyerimizi satana dek hiç gitmedik. | Open Subtitles | لم نذهب قط حتى الى كونى ايلند حتى بعنا متجر الخردة السنة الماضية |
| Şimdi git ve rica et. | Open Subtitles | لقد مللت من كونى شخصا تافها لابد ان افعل شيئا, اذهب واسأل |
| Bütün gün doğruları söylemeye başlamak Sophie Devereaux olmaktan vazgeçmek demek. | Open Subtitles | انا اقول الحقيقة طوال اليوم انا اتوقف عن كونى صوفى ديفرو |
| İyilerden biri olmanın avantajları var. | Open Subtitles | كونى واحد من هؤلاء الرجال الأخيار له فوائده, |
| Françoise... ona iyi davran, evet... çünkü o iyilerin en iyisidir. | Open Subtitles | كونى طيبه معه , اجل, لانه افضل من الافضل |
| Aktris olmayı da seviyordum ama anneliği daha çok. | Open Subtitles | كونى ممتثله كان جيد, ولكنى استمتعت بالأمومه أكثر |
| Eşcinsel olmam, inançlı bir ailede büyümem, Güneyde yaşamam düşünüldüğünde bu ayrımcılık benim için yeni bir şey değildi. | TED | كونى شاذاً نشأ في وسط متدين ولأنى عشتُ في الجنوب، فإن العنصرية لم تكن شيئاً جديداً علي. |
| Sağlık görevlisi olmakta düşündüğüm kadarıyla çok fazla stresli bir iş. Oturacak bi yer bul. | Open Subtitles | الان كونى مساعد طبيب فانا اساعد الناس على قدر ما اتخيل |