Karaciğerini, fasulye ve güzel bir Chianti'yle yemiştim. | Open Subtitles | أكلتُ كبده مع بعض الفاصولياء ونبيذ "كيانتي" اللذيذ |
Hayatımda ilk defa Varşova'dan gelen bir Chianti şarabı içtim. | Open Subtitles | لقد كان الوقت الوحيد في حياتي الذي (شربت في نبيذ "كيانتي" من (وارسو |
Başka bir Chianti şarabı, lütfen. | Open Subtitles | كأس "كيانتي" أخرى رجاء |
Bir şişe de Castellani Chianti şarabı. | Open Subtitles | " وزجاجة من " كاستيلاري كيانتي بوجيالي |
Buraya sadece bu İtalyan şarabı için geliyorum. Londra'nın en iyisi. | Open Subtitles | [أنا فقط آتي هنا من أجل ال(كيانتي)[نوع من الخمور أفضل (كيانتي) في لندن. |