| Kate, hepimiz ona inandık. Ama bu adamın gerçekten ne düşündüğünü bilmek imkansız. | Open Subtitles | كيت , كلنا صدقناه و لكن لا يوجد طريقة لمعرفة بما يفكر به |
| - Burada dans ediyor. - Adı Kate Parker mı? | Open Subtitles | .هى ترقص فى هذه المدرسه .هل اسمها كيت باركر ؟ |
| Dinle Kate, buraya gelirken bana eşlik ettiğin için çok minnettarım. | Open Subtitles | إسمعي , كيت , أنا أقدر لكِ حفظي السرية على الطريق |
| Sarah İsrail Haberalma Servisi'nin geliştirdiği yer belirleyicileri Kitt'e yerleştirdi. | Open Subtitles | سارة برمجت إحداثيات المواقع التي قدمتها المخابرات الإسرائيلية إلى كيت |
| Bu sana bir şampanya kokteyline mal olacak. Hadi, Kit. | Open Subtitles | . و هذا سيكلفك كوكتيل شامبانيا , هيا يا كيت |
| Çünkü, sen kendini Cate'e açtın ve şimdi ne durumdasın? | Open Subtitles | السبب في وضعك مع كيت إلى اين اوصلك هاذا انت |
| Onun Kate Beckinsale olduğunu sanan kişilerin isimlerini vermesini isteyin! | Open Subtitles | إسأليها من هم هؤلاء الناس الذين يعتقدون أنها كيت بيكنسل |
| Ama şimdi bir yetişkinim ve Kate'in dünya kadar hatası var. | Open Subtitles | لكن أنا بالغ الآن و كيت كان يضايقها ذلك الأمر .. |
| Ve Kate'in evimizde rahat edebilmesi için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | وسوف نقوم بكل ما نقدر عليه لجعل كيت مرتاحه معنا |
| Demem o ki, demem gerekiyor ki seni benimle evlenmen için razı etmek Kate, yaptığım en iyi şeydi. | Open Subtitles | يجب ان اقول , واريد ان اقول ان اقناعكِ بالزواج مني , كيت كان أفضل شيء فعلته في حياتي |
| Kate, üz... üzgünüm. ara...aramalıydım, ama y.. ya.. yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | كيت ، أنا آسف ، كان يجب علىّ الإتصال أحتاج مُساعدتك |
| Kate'in hayatta olduğuna dair... dair bir delil görene kadar hiçbir yere gitmiyoruz. | Open Subtitles | لا ، لن نذهب إلى أى مكان حتى نمتلك دليل أن كيت حية |
| bu tatlı. Um... Jc ve Kate gidecekler Bu gece karnavala. | Open Subtitles | إنه لطيف جس و كيت سيذهبوا إلى الكرنفال الليلة اتريد الذهاب؟ |
| Ama burada, özellikle bu konuda karar verdik ki, bilirsiniz, Kate ve Paul'la beraber, keyfi bir şiddete yer vermemeliyiz. | TED | ولكن هنا، في هذه الحالة بالذات، قررنا، كما تعلمون، مع كيت وبول، أن لا يكون لدينا أي عنف لا مبرر له. |
| Tabii ki Kate Blanchett'e "Film ne hakkında" diye sorduğumda | TED | بالطبع عندما سألت كيت بلانشت، قلت: "عن ماذا يحكي الفيلم؟" |
| Kate Fisher, doktorun arkadaşıdır. Yok yere suçlayacaklar. Gördünüz. | Open Subtitles | كيت فيشر ،صديقة الطبيب سيلفقون له تهمة ، أنتما رأيتما الأمر |
| Kate, otelin arkasında bir çift eyerlenmiş at ayarlayabilirim. | Open Subtitles | كيت يمكننى أن اجهز حصانين للركوب خلف الفندق |
| - Eartha Kitt Kedikadındı. - Üçüncü sezona kadar değil. | Open Subtitles | ايريثا كيت كانت في دور المرأة القطة ليس في الموسم الثالث |
| Kitt, böyle kullanmaya devam edersen, benzin depona şeker koyarım. | Open Subtitles | كيت ، لو حاولت شيئا كهذا مستقبلا فسأضع السكر فى خزان وقودك |
| Kit için en iyisi neyse onu yapacağız, doğal olarak. | Open Subtitles | . سنبذل كل ما فى وسعنا من أجل كيت بالطبع |
| Rory, kahvaltını et. Cate, kızları düzelt. | Open Subtitles | روري , تناول فطورك كيت , أصلحي وضع الفتيات |
| Tamam. Kat giderse benim de gidebileceğimi söylemiştin, hatırlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | هل تتذكر انك قلت انه يمكنى ان اخرج اذا خرجت (كيت)ْ |
| Katie ve Dave'in resim koydukları bu siteyi gördünüz mü? | Open Subtitles | هي,هل رأيتم هذا الموقع ياشباب ؟ الذي أقامه كيت وديف؟ |
| Dün gece eğlendin mi, Keith Richards? | Open Subtitles | هل استمتعتى بيومك بالامس يا كيت ريتشارد |