| Kelowna hükümeti Dünya ile yeniden ticaret ilişkileri kurmak istiyor. | Open Subtitles | حكومة كيلونا كانت تريد إعادة تأسيس العلاقات التجارية مع الأرض |
| -Tekrar ediyorum, Komutan Hale konuşuyor, Kelowna Savunma Konseyi Başkanı, Yıldız Geçidi Komutanlığı'nı arıyor. | Open Subtitles | رئيس مجلس دفاع كيلونا اطلب قيادة ستارجيت |
| Kendisini Komutan Hale olarak tanıttı, Kelowna Savunma Konseyi Başkanı. | Open Subtitles | هذا الرجل عرف نفسه على أنه القائد هيل رئيس مجلس دفاع كيلونا |
| Eğer direniş Kelowna'yı ele geçirirse, diğer hükümetlerin de isyan riskinin yükselmemesi için masaya oturmak zorunda kalacağını düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون إن تولت المقاومة السلطة على كيلونا سيجبر هذا الحكومات الأخرى على التفاوض و إلا يخاطرون بقيام ثورة |
| Yörüngeye park edip sistematik olarak her büyük şehri yok edebilirler, tüm gezegenimizi, Kelowna veya Tirania, ayırt etmeden. | Open Subtitles | يمكنهم الوقوف في المدار, و تدمير كل مدينة رئيسية بإنتظام في كوكبنا بأكمله، بغض النظر عن من كيلونا أو تيران |
| Kelowna'daki herkes senin bir hain olduğunu düşünmüyordur. | Open Subtitles | ليس كل من في كيلونا يعتقد أنك خائن |
| Sizin hükümetleriniz Kelowna'ya saldırmak için ittifak kurmuştunuz. | Open Subtitles | حكوماتك شكّلت تحالفا لمهاجمة كيلونا. |
| Bu teknoloji benim Kelowna'da gördüğüm herşeyden öte. | Open Subtitles | هذه التقنية أبعد شيءٍ رأيته في كيلونا |
| Kelowna delegasyonu birazdan gelecek. | Open Subtitles | مبعوث كيلونا سيصل قريباً |
| Onsuz, Kelowna bir yokoluşla karşı karşıya kalacak. | Open Subtitles | بدونه، ستواجه كيلونا الهلاك |
| Kelowna'yı yüzeyden silecek kadar yüksek bir güçle. | Open Subtitles | بالقوة الكافية لإزالة كيلونا. |