Ama K-100'ün sabah çılgınlığındaki Kelly ve Ryan ile golf oynayacaksınız. | Open Subtitles | كيلي و رايان , مقدمين برنامج جنون الصباح احب هذا البرنامج |
Herkes onu konuşuyordu. Kathleen Kelly ve "durumu." | Open Subtitles | كل شخص كان يتحدث عنها اليوم كاثلين كيلي و موقفها |
Sue, Kelly ve Frances de yapabileceğimi biliyorlardı. | Open Subtitles | كما قلت لأعز أصدقائي سو و كيلي و فرانسيس إنني أستطيع فعل هذا |
Kelly ve acı vardı kurumsal ile akşam yemeği arasında. | Open Subtitles | كيلي و انا كُنّا نُعاني في العشاء مع الشركة |
Kelly ve Eddows'un göz ve yüzlerindeki çizikler ölümden sonra, sanki sonradan aklına gelmiş gibi yapılmış. | Open Subtitles | هذه الشقوق في عينيها و وجهها مع كيلي و إيدويز,كانوا أفعالا لاحقة,بعد تفكير و تمحيص |
O zaman Hannah Kelly ve Lucas Wagner'ın cesedine bizim için arayın. | Open Subtitles | حسنا,إذن,لم لا تستدعي جثث هانا كيلي و لوكاس واغنر لأجلنا |
O halde Kelly ve Gallagher'ın dükkanlarından ne haber? | Open Subtitles | و ماذا عن متجر كيلي و متجر جالاجير؟ |
Merhaba Adım Bili Kelly ve şehir saymanınız olmak istiyorum. | Open Subtitles | مرحبا، اسمي بيل كيلي و I، m gonna يكون مراقب مدينتك. |
Finnegan, Hannigan, Kelly ve Flannigan | Open Subtitles | {\cH03E4B8}فينيقن و هانيقان و كيلي و فلانقان |
Kelly ve Alan'a | Open Subtitles | و نخب كيلي و الآن, لمشاركتهما سوية |
Kevin Kelly ve Stewart Brand'in de aralarında bulunduğu TEDlilerin kurduğu The Long Now Foundation'ın bir projesi bu. | TED | إنه مشروع لمؤسسة " المدى الطويل الآن " والذي تم تأسيسه من قبل " أعضاء تيد " بالاضافة إلأى " كيفين كيلي " و " ستيوارت براند " |
Büyükelçi Kelly ve Bay Jose Duarte ile görüşeceğim. | Open Subtitles | مع السفير كيلي و خوسية دوارتي |
Kelly ve kardeşi, yakın mıydılar? | Open Subtitles | هل كانت كيلي و أخوها مقربين ؟ |
profesyonel sörfçü uzmanı Kelly ve rob, anlatın bize. | Open Subtitles | و معنا مجموعة من راكبي الأمواج الرائعين، "كيلي" و "روب"، إخبرونا... |
Bak Kelly ve Ryan'a. | Open Subtitles | " إنظري إلى " كيلي " و " رايان |
Sanırım Grace Kelly ve benim bir dakikaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | تعرف ، أعتقد أن (كريس) (كيلي) و أنا نحتاج لدقيقة واحدة ، هيا |
Kelly ve ben birbirimizin ayakkabılarıyla yürümeyi denemeliyiz. | Open Subtitles | أجل، أنه ينبغي على (كيلي) و عليَ أن نمشي في حذاءي بعضنا البعض |
Bugün Kirsty, Kelly ve Marilyn'in işe yaramaz olduğu ortaya çıktı. Ayrıca Sam'in şişko bir işe yaramaz olduğu da biliniyor. | Open Subtitles | لقد وصلنا خبرٌ اليوم مفاده أن (كرستي)، (كيلي) و(مارلين) كلهن ساقطات. |
Kelly ve Moyer, 6 hafta önceki bir çifte cinayet için Leshawn'ı izliyorlarmış. | Open Subtitles | كان (كيلي) و(موير) يُحققان بجريمة قتل مُزدوجة لـ(ليشون) قبل ستة أسابيع. |
Kelly ve Moyer cinayetler için başkasını tutuklamış. | Open Subtitles | (كيلي) و(موير) إعتقلا شخصاً آخر بجريمتي القتل. |