"كَيْفَ" - Translation from Arabic to Turkish

• Nereden
• Nasıl olur
• Bunu nasıl
• hakkında ne
• - Nasıl
• nasl
• nasıl bir
• Nasıl olurda
• nasıl yaparsın

Durup dururken kötü bir davranış sergilediğini de Nereden çıkardınız?
أَعْني، كَيْفَ تَفترضُ الذي فقط، من السماء، تَصرّفتْ بالنيةِ الخبيثةِ؟

rasgele bir teşhirci onun kullandığı çamaşır deterjanını Nereden bilebilir ki?
لكن كَيْفَ بَعْض الكاذبِ العشوائيِ إعرفْ أَيّ نوع منظّفِ تَستعملُ؟

Söylesene Michael, Nasıl olur da milyarlarca Çinli yanılmış olabilir?
أخبرْني، يا مايكل، كَيْفَ يَكُون بليون شخص صيني خاطئ؟

Böyle yakışıklı bir bünyenin içinde Nasıl olur da böyle kötü bir nüfuz yaşayabilir?
كَيْفَ مثل هذا التأثير السيءِ يَعِيشُ في مثل هذا الرزمةِ المُمتازةِ؟

Bunu nasıl yaptın ve bana söylemedin?
كَيْفَ يمكنك ان تَعمَلُى ذلك ولا تخبرَيني؟

Yeni beyaz ses makinesi hakkında ne düşünüyorsun?
كَيْفَ ترى الجدّد ماكنة الضوضاءِ البيضاءِ؟

- Nasıl oldu da hala yere düşemedik?
كَيْفَ نحن مَا ضَربنَاش الأرضَ لحد الآن؟

Jüri üyeleri duyduklar bir seyi nasl göz ard eder ki?
كَيْفَ لهيئةِ المحلفين تجاهل ماَسْمعُوه؟

Oh, haydi ama, bu adam nasıl bir numara olabilir?
أوه، يَجيءُ، كَيْفَ يَكُونُ هذا الرجلِ أفضل؟

Nasıl olurda 25 sene önceki düşünceleri için ona nasıl özür dilettirirsin?
كَيْفَ تَجْعلُ إبنكَ يَعتذرُ للأفكارِ الخاصّةِ هو هَلْ كَانَ عِنْدَهُ قبل 25 سنةً؟

Anne, biz sarılmıyorduk Bunu bana nasıl yaparsın?
أمّي، لم نكن نتعانق كنا كَيْفَ تفعلين بي هذا؟

Bana o mektupları yazanın sen olduğunu Nereden anladılar?
كَيْفَ إكتشفوا إنكي تَكْتبَين كُلّ تلك الرسائلِ لي

Bu bilgiyi Nereden bulmuşlar?
كَيْفَ يُصبحونَ ذلك النوعِ مِنْ المعلوماتِ؟

O zaman gitmeme izin vereceğini Nereden bilecektim?
كَيْفَ أعَرف أنك ستتْركُني أَذْهبُ لاحقاً؟ أنا لم يكن عِنْدي فكرةُ قبل ذلك الوقت

Nasıl olur da günün ortasında bu kızı içmeye götürürsün?
كَيْفَ أنت تُخرجُ هذه البنتِ الشرب في منتصفِ اليومِ؟

İnsan Nasıl olur da hayvanları seyrederek, onlar gibi davranarak kendini savunmayı öğrenir?
فيليس فوج ...كَيْفَ لرجل أن يَتعلّمُ للدِفَاع عن نفسه بمُرَاقَبَة الحيوانات تَتصرّفُ مثل...

Daha bir kaç saniye önce hazır olmadığını söylerken... Nasıl olur da evlenmek istediğini söylersin?
كَيْفَ تَقُولُ بأنّك تُريدُ أَنْ تَتزوّجَ متى فقط قَبْلَ لحظة، قُلتَ بأنّك كُنْتَ غير متوفر؟

Bunca yıldan sonra Bunu nasıl söyleyebilirsin?
كَيْفَ تَقُولُ ذلك بعد كل هذه السَنَواتِ؟

- Lütfen bunu bozma. - Bunu nasıl yapabilirim?
ـ رجاءً لا تخرب الأمور ـ كَيْفَ أفعَلُ ذلك؟

Güzel, Bayan Munion, Conneticut hakkında ne düşünüyorsunuz?
حَسناً،السّيدة منيون، كَيْفَ ترى كونيكتيكت؟

Ailelerden bahsetmişken senatör Logan hakkında ne düşünüyorsun?
أذاً، بالتحدث عن الأباءِ، كَيْفَ ترى عضو مجلس الشيوخ لوجان؟

- Nasıl önemli olmaz?
- كَيْفَ الذي يَكُونُ إضافةً إلى النقطةَ؟

Savc her sözünü keserse tank nasl tereddütsüz yantlayabilir?
كَيْفَ يمك للشاهدَة ا تجيب تردد... ان بقى المحامي يقاطعها

Tıbbi tetkikçi olarak ilk işimde kanıtları tehlikeye atsaydım nasıl bir durum sergilerdi?
كَيْفَ سيبدو اذا عرضت دليلاً لحفلتِي الأولى كطبيب شرعي؟

Eğer bu doğru değilse, bende onu görmediysem... Nasıl olurda bu kadar net tarif edebilirim onu?
وإذا هو لَيسَ حقيقيَ، إذا أنا لَمْ أَراه... كَيْفَ وَصفتُه لذا بدقّة؟

Bana Bunu nasıl yaparsın Mikey?
كَيْفَ أنت تَعمَلُ هذا لي، ميكي؟