| Söylediğim gibi, her şeyi gördüm. Scott Ross'u senin vurduğunu gördüm. | Open Subtitles | كما قُلت، رأيتُ كُلَ شيء رأيتُكِ تُطلقينَ النار على سكوت روس |
| her şey yolunda mı diye görmek için buna bakmalıyım. | Open Subtitles | يجب عليّ أنّ أتأكد بأن كُلَ شيئٍ علىَ ما يُرام |
| her gün Nino'nun yemeğine öğütülmüş cam koyuyordu. | Open Subtitles | كانَ يضعُ زُجاجاَ مطحوناً في طَعامِ نينو كُلَ يوم |
| Bu her gün yüz yüze geldiğim bir şey değil, ama belirtileri incelemesi için onkolog bir arkadaşımı aradım. | Open Subtitles | ليسَ بالأمر الذي يمُّرُ عليّ كُلَ يوم لكني اتصلتُ بصديقٍ لي و هوَ طبيب أورام و أخبرتُهُ بالتفاصيل |
| Ama hiç kimse bütün gün boyunca kendisini düşünmek istemez... kendisiyle ilgili gerçeklerle yüzleşmek istemez... ömrünün geri kalanında. | Open Subtitles | لكن لا يوجَد رجُل يُريدُ التفكيرَ عَن نفسِهِ طَوال اليوم و مُواجَهَة الحقيقَة عن نَفسهِ كُلَ يوم لبَقيَة حياتِه |
| Nerde kaldı senin, "her ruh kurtarılabilir", "Asla vazgeçme" tavrın? | Open Subtitles | أينَ كلامُكَ عن أن كُلَ روحٍ يُمكنُ إنقاذُها، و عدمُ استسلامِك |
| Bana Oz'da olan biten her şeyi bildiğini söylediler. | Open Subtitles | يُخبرونني أنكَ تعلمُ كُلَ شيءٍ يدورُ في سِجنِ أوز |
| her yemekte, yemeğime tükürüp beni yemeğe zorluyor. | Open Subtitles | كُلَ يَوم، و في كَلِ وَجبَة يَبسِقُ في طعامي و يَجعلُني آكُلُه |
| Coyle her şeyi inkâr eder. Ona karşılık senin sözün. | Open Subtitles | سيُنكرُ كويل كُلَ شيء إنها كَلمتُك مقابلَ كلمتِه |
| her detayı dikkate alırım, her olasılığı değerlendiririm. | Open Subtitles | أعتَبِرُ كَلَ تَفصيلَة و أحسبُ كُلَ احتمال |
| her şeyi ufak birimlerle ölçüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تَقيسينَ كُلَ شيء بكُل تِلكَ الخَطوات الصَغيرَة |
| Mahkemeye gitmeyi planlıyorum ve adalete kavuşana kadar her gün gideceğim. | Open Subtitles | و أنوي الذَهابَ إلى المَحكمَة و الذَهابَ إلى هُناك كُلَ يوم حَتى نَنالَ العَدالَة |
| her ne kadar benim işime yaramamış ve buraya düşmüş olsam da, her gece Tanrı'ya kanunlardan dolayı dua ediyorum. | Open Subtitles | على الرَغمِ أنهُ لَم يَعمَل لصالِحي و انتَهى بي الأمر هُنا أشكُرُ الرَب كُلَ ليلَة على القوانين التي لدينا |
| her gün dua ediyorum, senin gibilerin Tanrı'nın yoluna girmesi için. | Open Subtitles | أدعو كُلَ يَوم أن يَعودَ أمثالُكَ لطريقِ الرَب |
| Tabii bir de her tür özgürlüğü özgürce kabullenenler vardır. | Open Subtitles | طَبعاً هُناكَ مَن يَأخذونَ كُلَ حُريَتَهُم معَ الحُريَّة |
| her on yılda bir açan bir çiçek gördüm. | Open Subtitles | أريدُ أنّ أرى الزهرّهـ , التي تزّهرُ مرهـّ كُلَ عشرِ سنين |
| her şeyi sanki bir çeşit önyargı ya da onun gibi bir şey olarak gösterirler. | Open Subtitles | إنهنَ يحعلنَ كُلَ شي يبدو كنوع من التعصب أو شيء من هذا القبيل |
| her gün günbatımındaki tepede, yağmur çamur demeden antrenman yapacağız. | Open Subtitles | نتدربُ كُلَ يوم عندَ مدافع المساء ،مهما كانت الظروف و مهما ساء الأمر |
| İnsan hayatının üçüncü aşkıyla her zaman ikinci bir fırsat yakalayamaz. | Open Subtitles | ليس كُلَ يوم ستتاح لكَ . فرصة في الحب الثالث ماذا ؟ |
| Kediler, köpekler, papağanlar, onlar bütün ömürlerini yalanlarla, günahlarla ve ıstırapla geçirmiyorlar. | Open Subtitles | القِطط، الكِلاب، الببغاوات لا يُمضونَ كُلَ حياتهِم غارقينَ في الخَطايا، الكذِب و المُعاناة |
| Sonra bir şeyler oluyor ve bütün bu hayaller boka bulanıyor... ve gerçekle baş başa kalıyorsunuz. | Open Subtitles | ثُمَ يَأتي شيءٌ ما و يُبددُ كُلَ تِلكَ الأُوهام و تَبقى معَ الحَقيقة |