| İlk defa. Yardıma ihtiyacım olduğunda gelebileceğimi söylemeseydin, gelmezdim. | Open Subtitles | هذه أول مرة، ولم أكن لآتي لو لم تطلب مني أن أفعل إن احتجت للمساعدة. |
| Senin yardım edebileceğini bilmesem sana gelmezdim. | Open Subtitles | أنت تعرف أني لم أكن لآتي إليك لو لم أظن أنك قد تساعدني |
| Seninle buraya gelmek için muhteşem bir erkeği evde bıraktım. | Open Subtitles | تركت رجلاً رائعاً بالمنزل لآتي هنا و أرافقك |
| Buraya gelip sizden benim için savaşmanızı isteyerek çok şey istiyorum. | Open Subtitles | أتعلمان، أتفهّم ذلك تطلب مني الكثير لآتي إلى هنا وأطلب منكما |
| Çantamı unutmuşum, onu almaya geldim. | Open Subtitles | أنا فقط جئت لآتي بالحقيبة التي تركتها هنا |
| Tim, işte Alvey. Gidip onu alacağım. | Open Subtitles | تيم،هاهو ألفي سأذهب لآتي به |
| Sadece bunlar için buraya kadar gelmem, tam bir bela oluyor. | Open Subtitles | أنه ألم جدي لمؤخرتي لآتي كل ذلك الطريق هنا لحل هذا |
| Daha erken gelirdim ama bir arkadaşımız uğrayıp dün akşamki sohbetinizden ne kadar keyif aldığını söyledi. | Open Subtitles | كنتُ لآتي إلى هنا مبكّرًا، ولكن صديقة لكَ مرّت عليّ لتخبرني كم استمتعَتْ بحديثها معك في تلكَ الليلة. |
| Odun getireyim ben. | Open Subtitles | سأذهب لآتي بأخشاب لأجل النار، سأترككِ على إنفراد. |
| Hemen gelecektim ama gelinciklerden kurtulmam gerekiyordu. Evet. | Open Subtitles | كنت لآتي مباشرةً بعد إتصالك لكن كان علي التخلّص من أبناء آوى |
| Ona söyleyeceğinizi düşünseydim, gelmezdim ve söylemeyeceğinize güveniyorum. | Open Subtitles | لم أكن لآتي لو توقعت أنك ستخبريه وأثق أنك لن تفعلي |
| Eğer önemli olmasaydı buraya gelmezdim. Sarah'ya sevgililer gününde ona özel birşey yapacağımı söyledim. | Open Subtitles | لم أكن لآتي هنا لو لم تكن حالة طارئة لقد أخبرت سارة بأنني سأعد لها شيئا خاصا لعيد الحب |
| Zehirlesem, buraya toksin şişesiyle gelmezdim. | Open Subtitles | وإذا كنت قد فعلت، لم أكن لآتي هنا حاملاً معي قنينة السم. |
| Neyse, buraya gelmek için iki yıldır gittiğim üniversiteyi bıraktım. | Open Subtitles | لذا على أيّ حال، تركت الجامعة منذ عامين لآتي إلى هنا. |
| Sakın delirdiğimi düşünme ama seni görmeye gelmek için hazırlanırken hatıralar dört bir yanımı sardı ve bak ne buldum. | Open Subtitles | حسناً , لا تظنوا انني مجنونة لكن عندما كنت اخطط لآتي لأراكِ لقد أصابتني الحنّية وانظري ماذا وجدت |
| Neden herkesin değişmesi gerekiyor, yani... ben buraya gelmek için tüm hayatımı değiştirdim. | Open Subtitles | لما علي كل شخص ان يتغير , انت تعلم ؟ لقد غيرت حياتي كلها لآتي لهنا |
| Nedenini bilmiyorum ama, gelip seninle konuşmak için bir bahaneye ihtiyacım varmış gibi geldi. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا، لكنني شعرت أنني بحاجة لعذر لآتي وأتحدث معك |
| Federaller gelip seni almam için bekliyorlardi. Tek yol buydu. | Open Subtitles | المحققون الفيدراليون كانوا بنتظاري لآتي و آخذك كانت تلك الطريقة الوحيدة |
| "Doctor ve Amy için kahve almaya gittim" demiş. | Open Subtitles | لقد قال أنا فقط ذهبت لآتي بالقهوه للدكتـور وأيمي |
| Ben hep arkadaydım, ve yiyecek bir şeyler almaya gittim pislik herif. | Open Subtitles | لقد كنت في الخلف، طيلة الوقت وذهبت لآتي بالطعام أيها الحثالة. |
| Tim, işte Alvey. Gidip onu alacağım. | Open Subtitles | تيم،هاهو ألفي سأذهب لآتي به |
| Söylediğinden daha iğrençmişsin. gelmem için yalvarmasına şaşmamalı. | Open Subtitles | انت بغيض اكثر مما قالت ، لا عجب انها توسلت الي لآتي |
| gelirdim ama sınıra gitmem gerek. | Open Subtitles | كنتُ لآتي معكِ لكنني متجه صوب الحدود الآن. |
| Odun getireyim ben. Seni yalnız bırakayım. | Open Subtitles | سأذهب لآتي بأخشاب لأجل النار سأترككِ على إنفراد |
| Daha erken gelecektim, ama... | Open Subtitles | كنتُ لآتي أبكر، لكن |