| İyi, tamam. Test yaptırmamı istiyorsanız, yaptırırım. Saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | حسناً, تريدوني أن أخضع للإختبار, سأخضع له ليس لدي شيء لأخفيه |
| Hayır, herkesin önünde şimdi konuşalım! Benim Saklayacak bir şeyim yok, senin? | Open Subtitles | لا, دعينا نتكلم الآن أمام الجميع فليس لدي شيء لأخفيه, ألديك أنت؟ |
| Kendiniz de görmüş olduğunuz gibi, Saklayacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | كما رأيتما بنفسيكما لا يوجد لدي شئ لأخفيه |
| Aidan kaçtığında onu Saklayacak başka bir yer yoktu. | Open Subtitles | عندما هرب إليّ، لم يكن لديّ مكان آخـــر لأخفيه. |
| Will bunu şimdi ve burada konuşacağız, çünkü benim Saklayacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لا , لا تستطيع سوف نتحدث عن ذلك هنا و الآن لأنني لا أملك أي شيء لأخفيه |
| Ve nerede olduğumu, ne yaptığımı ya da kimi beklediğimi söyleyememekten başka dürüstçe Saklayacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | وبغض النظر عن عدم مقدرتي على اخبارك بمكاني الآن ولا ماذا أفعل , او من انتظر فأنا ليس لدي حقا شيئ لأخفيه |
| Her şey beklediğim gibi giderse Saklayacak bir şey olmayacak. | Open Subtitles | حسناً ، إذا مضى كل شي حسب ما أتوقع لن يكون هناك شي لأخفيه |
| Sadece Saklayacak bir şeyim olmadığını göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أريَك أنّني لا أملك أي شيء لأخفيه |
| Gayet farkındayım, ama onlar beni kötü gösteriyor, ayrıca Saklayacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | انا مٌدرك ذلك لكن هذا يٌظهرني وكأني شخص سيء وفي الحقيقة ليس لدي إي شيء لأخفيه |
| Parayı almış olsam bile evime Saklayacak kadar salak mıyım? | Open Subtitles | ،حتى و إن كنت قد اخذت ذلك المال فهل تعتقد أنني بتلك الحماقة لأخفيه في منزلي؟ |
| - Saklayacak bir şeyim yok. - Çünkü onu sen çaldın. | Open Subtitles | لا شيء عندي لأخفيه - لأنك على دراية بسرقتك له - |
| Gerçi Saklayacak bir şeyim yok ama, pişmanlık duyduğum bazı iğrenç anlar var. | Open Subtitles | ...عن مراوغاتي وتكلفي و ليس الأمر أنه لدي شئ ما لأخفيه ...لأنني كما تعرف لكن هناك لحظات صغيرة مقرفة أندم عليها |
| Saklayacak bir şeyim olsa saklardım. | Open Subtitles | لو كان عندي شيء لأخفيه لكنتُ أخفيته |
| İyi ama.. Saklayacak bişey yok | Open Subtitles | لا بأس، ولكن ليس لديّ شئ لأخفيه |
| Craig, hükümete her şeyi itiraf ettikten sonra, Saklayacak şeyim kalmadı. | Open Subtitles | (أترى يا (كريج عندما أعترفت للحكومة لم يعد لدي شيء لأخفيه |
| Saklayacak bir şeyim varmış gibi görünür bu. | Open Subtitles | ذلك سيجعله يبدو أن لدي شئ لأخفيه |
| Çünkü onlara Saklayacak birşeyim olmadığını söyledim! | Open Subtitles | لأنني أخبرتهم بأن ليس لديّ شيء .لأخفيه |
| Saklayacak hiçbir şeyim yok, Albay. | Open Subtitles | إسألني , ليس لدي شيء لأخفيه يا عقيد |
| Senden Saklayacak hiçbir şeyim yok. Hiçbir şeyim. | Open Subtitles | لا شيء لديّ لأخفيه عنك، لا شيء. |
| Sakladığım bir şey yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئاً لأخفيه |
| Buyurun arayın. Gizleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | هيا, تفضل, لاشئ هناك لأخفيه |