"لأخيها" - Translation from Arabic to Turkish

• kardeşine
• abisine
• kardeşinin
• ağabeyi için
• kardeşi için

Bu ifade, kendisi ikinci lisans derecesini aldıktan sonra kardeşine yazdığı bir mektupta yer almıştı.
وكان ذلك في رسالة لأخيها بمناسبة حصوله على شهادة تخرج ثانية، على ما أعتقد.

Annesine ve kardeşine... üzüldüğünü göstermeden... aralarındaki alışkanlık gereği hiçbir şey belli etmeden.
‫دون أن تُظهر لأمها ‫أو لأخيها الصغير ‫أنها كانت حزينة ‫دون أن تُظهر أي شيء

Eğer parayı onun kardeşine geri verirsem evime gidebilirdim değil mi?
إذا أعطيت المال لأخيها أستطيع الذهاب للمنزل؟ صحيح؟ صحيح؟

Güçlü bir kız ama sanırım şu anda abisine ihtiyacı var.
إنها فتاة قوية, لكن أعتقد أنها في الوقت الحالي بحاجة لأخيها.

kardeşinin intikamını almak istemiştir.
ماذا بشأن انتقام لأخيها الصغير

Evet ama ağabeyi için her şeyi yapar demiştin.
-نعم، لكنّكَ قلتَ إنّها ستفعل أيّ شيء لأخيها

Söyle ona kardeşi için daha küçük bir maske bulacağım.
أخبرها سأجد قناع أصغر لأخيها.

Bir bilardo topu için kardeşine sakso çeken bir kızla nasıl bir bağ kurabilirsin bilmiyorum ama seni anladım.
لا أجدك بمقام تلك التي تمص لأخيها من أجل سطر لكن أفهمك

kardeşine olanlar bir kazaydı ve o günden beri bunun acısını çekti.
ما حدث لأخيها كان حادثاً ولقد كانت تعاني من حينها

Tenea Cascade parçalara bölünüp bir kutu içerisinde kardeşine gönderilmişti.
تينيا كاسكيد) تم تقطيع أوصالها) وشحنها في مربع ملعون لأخيها

Kristin'in üvey kardeşine yalancı tanıklık etmesi için ifadesini değiştirmesini mi istiyordun? - Hayır.
أكنتِ تطلبين من (كريستِن) تغيير أقوالها والكذب بشأن حجة غياب لأخيها الغير شقيق؟

kardeşine ait.
و هو يعود لأخيها

Senden onu kardeşine götürmesini istedim.
طلبت منكِ أن تأخذيها لأخيها

Onu, kardeşine götürün.
خذوها لأخيها

Ailesinin katledildiği gece abisine sunduğu mazereti de geri çekiyor.
حتى سحب حجة الغياب التي أعطتها لأخيها ليلة مقتل والديها

Onun abisine yardımcı olursam belki Angela bana geri döner.
أعتقد إذا فعلتها لأخيها لربما سترجع لي أنجيلا

Yükselticinin, psikopat kardeşinin yaşadığı hapishanenin anahtarı olduğunu düşünürsek bence konuşturmak için birkaç kadeh içki gerekebilir.
ولكون "الفائق" هو المفتاح للعالم السجنيّ المريب لأخيها المختل فأوقن أن الأمر سيتطلّب القليل حتّى تتقبل الفكرة.

Ben kardeşinin arkadaşıyım.
أنا صديق مُقرَّب لأخيها.

Bu yüzden ağabeyi için bir şey yapmak istedim.
لذا أردت أن أفعل شيئاً لأخيها

Hayatında ilk kez kardeşi için birşey yapıyor.
إنها تفعل شىء جيد لأخيها