| Dostum Caleb'e bu derdinde yardım etmek için, unuttun mu? | Open Subtitles | لأساعد صديقي مع كل هذه المصاعب هنا ، أتتذكرين ؟ |
| Kadın ve çocuklara yardım etmek için doktor olmak istedim. | TED | أردت أن أصبح طبيبة لأساعد النساء والأطفال. |
| Bunlarla birlikte bir gazeteci ve beyaz olmayan bir kadın olarak bu konuşmaların ilerlemesine yardım etmek için ne yapabileceğimi merak ettim. | TED | وفي نفس الوقت، لقد تساءلت بصفتي صحفية ومن أصحاب البشرة غير البيضاء، ماذا بوسعي أن أفعل لأساعد في تقدم ذلك النقاش. |
| Ve o mahkumiyetimden sonra, affetmenin verdiği uyanıştan sonra, sistemi değiştirmeye yardım etmeye başladım. | TED | وبعد إعترافي، وبعد صحوة التسامح تلك، قمت بهذه الخطوة لأساعد على تغيير النظام. |
| - Melot, Marke'a yardıma geldim. - Herkes yalan söylüyor. | Open Subtitles | ميلو , لقد جِئت لأساعد مارك - الكل يكذب - |
| Fakat bu gece evsiz kalacak ailelere yardım etmem için son gece. | Open Subtitles | لكن الليلة هي ليلتي الوحيدة لأساعد تلك العائلات |
| Görevim neydi? Ülkeme yardım için ne yapabilirdim? | Open Subtitles | ما هى مهمتى ماذا على ان افعل لأساعد بلدى |
| Mowgli'ye yardım etmeliyim. | Open Subtitles | انتظر هنا يجب أن أذهب لأساعد موكلي |
| Bu bir gelecek Whitelighter yardımcı olmak için dışı beni gönderme, riskliydi. | Open Subtitles | . لقد كان هناك مخاطرة ، إرسالي لأساعد مرشد أبيض جديد |
| Xander, Buffy'ye yardım etmek için büyü hazırlıyorum. | Open Subtitles | أكساندر . أنا فقط أقوم بتعويذة لأساعد بافي |
| İşin sonunu getirmeye yardım etmek için kocamın fişini çekmeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لن أفصل القابس عن زوجي لأساعد مؤخرتك |
| Bu yolculuğu saygıdeğer arkadaşına yardım etmek için yaptım. | Open Subtitles | أنا سعيد أنني قمت بهذه الرحلة لأساعد زميلك المحترم |
| Bu yolculuğu saygıdeğer arkadaşına yardım etmek için yaptım. | Open Subtitles | أنا سعيد أنني قمت بهذه الرحلة لأساعد زميلك المحترم |
| Anneniz nişanınızı düzenlememe yardım etmek için beni tuttu. | Open Subtitles | أمكِ استأجرتني لأساعد في التخطيط لحفلة خطوبتكِ |
| yardım etmek için o kadar uğraştım. Bir teşekkür bile etmedi. | Open Subtitles | لقد تعبت كثيراً لأساعد, غادر ولم يقل كلمة شكر |
| Neden orada olduğumu sizin şartlı tahliye yardım etmeye çalışıyorum, gibi? | Open Subtitles | مثل لماذا كنت أنا هناك لأساعد المفرج عنه خاصتك ؟ |
| Beni kardeşimi önemsediğim veya yardım etmeye çalıştığım için suçlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلومني على إهتمامي . لشقيقي أو على محاولتي لأساعد |
| Buraya Sally'e yardım etmeye geldim çocuklar. | Open Subtitles | هيا انا جئت هنا لأساعد سالى, انتم يا شباب |
| Kocama yardıma geldim işini hemen bitirsin diye. | Open Subtitles | أتيت لأساعد زوجي وإنجاز العمل في نصف الوقت |
| Her saatimi fakirlere yardıma vakfettim. | Open Subtitles | لقد منحتُ كل ساعة مِن أيامي لأساعد الفقراء |
| Çılgınca geldiğini biliyorum ama beni buraya müvekkilinize yardım etmem için gönderdiler. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو جنونياً، ولكني بُعثت لأساعد موكلك |
| Tüm gün kızların peşinde koşturuyor, bense yardım için yanında olamıyorum. | Open Subtitles | إنها تركض بالأرجاء خلف الفتيات طوال اليوم ولستُ هُناك لأساعد |
| Yarın davette Bayan Newberg'e yardım etmeliyim. | Open Subtitles | أحتاج الى أن أكون أفضل بحلول الغد لأساعد السيده (نيوبيرغ) في الإحتفال |
| Bu olayı çözmeye yardımcı olmak için uzmanlığımı kullanmanın doğru olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لقد شعرتُ أن الصواب هو أن أستخدم خبرتي لأساعد بحل الجريمة |