"لأشعر" - Translation from Arabic to Turkish

    • hissetmek
        
    • hissederdim
        
    • hissediyorum
        
    • hissedebilmek
        
    • hissetmemin
        
    • iyi hissetmezdim
        
    O nişangahın önünde olmak nedir, biliyorum. O kurşunu göğsümde hissetmek. Open Subtitles أعرف الشعور بأن تكون في مرمى النيران، لأشعر بالرصاصة تحترق صدري.
    Senin alıcın olmak için sabırsızlanıyorum. Ve senin hissettiklerini hissetmek için. Open Subtitles أتوق لإستلام كل ما لديك و أتوق لأشعر بما تشعر به
    İzin verirsen içeri gidip üzerimi değişeyim. Kendimi kadın gibi hissetmek istiyorum, ölü bir anne gibi değil. Open Subtitles دعنى اذهب لأغتسل لأشعر انى أمرأة من جديد بدلاً من أم متهالكة
    Seninle yatağa kıvrılabilsem cidden daha iyi hissederdim. Open Subtitles أتعلم ، هذا سيساعدنى لأشعر بأننى بحال أفضل إذا زحفت إلى سريرك لبصعة دقائق
    Eğer Giants bana sevgisini göstermeseydi ben de aynen böyle hissederdim. Open Subtitles كُنت لأشعر بنفس الطريقة إذا لم يُظهر لى العمالقة الحب
    Benim için en güzel yer hiçbir şey kazanamadım, ama bir bağlantı hissediyorum, gerçek bir şey Mikveh'de. Open Subtitles ولكن أفضل مكان بالنسبة لي ليس للفوز أو أي شيء ، ولكن فقط لأشعر بصلة شيئاً حقيقي
    Bazen de sırf yakın hissedebilmek için evinin önünde takılırdım. Open Subtitles وفي بعض الاحيان اتسكع حول شقتها فقط لأشعر باني قربها
    Çünkü uzunca bir süre bütün hissetmemin tek yolu buydu. Open Subtitles لأنّه كان، لأطول مدّة، الوسيلة الوحيدة لأشعر بأنّي... لستُ محطّماً
    Ya da bunu sadece kendimi iyi hissetmek için yapıyorsam... bu bencillik olup sayılmaz mı? Open Subtitles أو إذا فقط أفعلها لأشعر بالتحسن أهذا أناني ولايعد فعلاً مبالغاً فيه؟
    Kendimi seksi hissetmek için sana ihtiyacım olmadığını anladım. Open Subtitles لقد أدركت أننى لست فى حاجة إليك لأشعر بأنوثتى
    Sırf ilk gördüğümde ne hissettiğimi hissetmek için. Open Subtitles لأشعر بشعور المرة الأولى التي رأيتها فيه
    Göğsünü tekrar hissetmek için elimden geleni yapmam gerekiyordu. Open Subtitles كان علي فعل ما يمكنني فعله لأشعر بصدرك في مواجهتي
    Dışarıda durup, müziği hissetmek için ellerimi duvara dayayacağım. Open Subtitles سأذهب للوقوف خارج الحفل و أضع يدي على الجدار لأشعر بالموسيقى
    Bana bir iyilik yapsana. Suratımın ortasına indirir misin? - Bir şeyler hissetmek istiyorum. Open Subtitles اسدينى معروف والكمينى فى وجهى لأشعر بشىء
    Sahaya biraz adam yerleştirmiş olsaydım çok daha iyi hissederdim. Open Subtitles كُنت لأشعر بإرتياح أكبر إذا كان لدىّ بعض الأشخاص برفقتك على الأرض
    Kötü hissederdim, senin adına, bunu yaptığın için. Open Subtitles كنت لأشعر بالأسى، على حالك، لما أنت بفاعلة
    Bana güvenmiyorsun. Senin yerinde olsaydım ben de aynı şekilde hissederdim. Open Subtitles كنتُ لأشعر بنفس الشعور لو كنتُ مكانك
    Bazen kendimi yıpranıp parçalara ayrılmış güç kablosu gibi hissediyorum. Open Subtitles أتدرون، أحياناً أُلامس الجزء المهترأ من سلك الكهرباء، لأشعر بشيءٍ فقط
    Kesinlikle, o yüzden kestim. Genç hissediyorum. Open Subtitles بالضبط, لذلك أنا قمت بإزالته لأشعر بذلك
    Saklanma hissediyorum yoğun sevgiyi Open Subtitles ¶ لا تخفي ¶ ¶ وإني لأشعر بكثير من الحب ¶
    Bir şeyler hissedebilmek için bazen iç çamaşırı giyip geziniyorum. Open Subtitles أحياناً ألبس ملابسي الداخلية فقط لأشعر بشيءٍ ما.
    Çünkü uzunca bir süre bütün hissetmemin tek yolu buydu. Open Subtitles لأنّه كان، لأطول مدّة، الوسيلة الوحيدة لأشعر بأنّي... لستُ محطّماً
    Bay Blunt çok hasta bir adam. Bir binanın altına gömülseydim ben de kendimi çok iyi hissetmezdim. Open Subtitles لم أكن لأشعر بالراحة لو كنت مدفوناً تحت بناء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more