| Altı ay ila dokuz ay arası ömrüm kalmış. | Open Subtitles | بقيت لديّ ما بين 6 إلى 9 أشهر لأعيشها و هذه الحانة هي المنزل الوحيد الذي أملكه |
| 102 yıllık ömrüm kalmış, rekor bende! | Open Subtitles | لدي 102 سنة لأعيشها إنه رقم قياسي |
| Ben Bart. 12 yıllık ömrüm kalmış. | Open Subtitles | أنا برات ما زال لدي 12 سنة لأعيشها |
| Yaşayacağım beş dakika var, benden iyi davranış bekliyorsun. | Open Subtitles | بقي لي خمس دقائق لأعيشها وتريدينني أن أتصرف بتهذيب ؟ |
| ♪ Yaşayacağım ♪ Sevenlere vereceğim her şeyimi | Open Subtitles | "طالما أعرف الكراهية أعلم بأنّي سأبقى حياً" -لدي كل حياتي لأعيشها" " |
| Yaşayacağım bir hayat, büyütecek çocuklarım var. | Open Subtitles | لديّ حياة لأعيشها وأطفال لأربيهم |
| Dr. Wilson bana eğer tedavi iyi gitmezse lösemi yüzünden sadece 6 ay ömrüm kalacağını bildirdi. | Open Subtitles | أخبرني د. (ويلسون) أنّه إذا لم يفلح العلاج فسيمهلني مرضي بإبيضاض الدّم ستة أشهرٍ أخرى لأعيشها |
| Bir yıl ömrüm kaldı. | Open Subtitles | وأمامي سنة واحدة لأعيشها |
| Bir yıldan daha az ömrüm kaldı. | Open Subtitles | لدي أقل من سنه لأعيشها . |